Allah, bir sivrisineği ve onun üzerinde bir şeyi örnek vermekten çekinmez mi yazıyor?

Allah, bir sivrisineği ve onun üzerinde bir şeyi örnek vermekten çekinmez mi yazıyor?

2:26 MEALİ : Allah, bir sivrisineği ve onun üzerinde bir şeyi örnek vermekten çekinmez. İman edenler, onun Rab’lerinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler, ama kafirler: -Allah, bu misalle ne demek istiyor? derler. Allah, bu misalle bir çoklarını şaşkınlıkta bırakır, bir çoklarını da doğru yola çıkarır, şaşkın bırakılanlar yalnızca yoldan çıkanlardır.

Konuyu çalışmış bir arkadaşın meali (tanımıyorum) :

ALLAH acı bir aşağılama ile aynı küçük düşüren (rezil eden) seviyede bir can (hayat) vermez. En yüksek dereceli olanlar, bunun Rablerinden bir hak olduğunu bilen, barışı seven müminlerdir. Ve inkâr edenler, (alçaltmanın) ALLAH’ın niyetine uygun olduğu konusunda yalan uydururlar ve bununla birlikte aşırı aldatırlar ve abartılı bir şekilde (bu yalanı) sunarlar işte (ve) ancak bununla aldatanlar, mahvolmuş (çökmüş) olan kötülerdir.


Ben bu ayeti bütün olarak henüz çalışmadım. Fakat “ÇEKİNMEZ/UTANMAZ/HAYA ETMEZ” diye ittifakla mana verdikleri kelimenin kökünün HAYY olduğunu biliyordum. Sadece bu HAYY kökünün YESTAHYİ formuna verilen bu anlam bile bende büyük bir şüphe uyandırmıştı.

Yazı sahibi, konuyu çalışmış. Ben çalışıp henüz içselleştirmedim. Ama sizlere sunmaya fazlası ile değer.

İLKELİ VE YÖNTEMLİ olarak Kuran’ı anlamak isteyenlere faydalı olacaktır. İLKESİZLERE zaten ne desek az. Onlar istediği kelimeye hoşlarına giden manayı verip mutlu mutlu yaşıyorlar.

YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ. 

5 thoughts on “Allah, bir sivrisineği ve onun üzerinde bir şeyi örnek vermekten çekinmez mi yazıyor?

  1. İlkeli ve yöntemli olalım tabi ki ama galiba kimsin.kim pek öyle olmuyor.

    2:26 “yestahyi EN”: bş hakkında, bşe doğru, bşe istihya eyler.
    33:53 “yestahyi MİN kum”; “yestahyi MİN el hak”: sizDEN istihya eyler; gerçekTEN istihya eyler.
    Bu ayetlerdeki EN ve MİN ilgeçlerinden sonra gelen sözcükler TÜMLEÇ olmalı. (zarf tümleci)
    Diğer bütün istihya’lar “istahyu nisa” biçiminde ilgeçsiz geçiyor, yani NESNE alıyor.
    Yani çekinmek, utanmak olarak anlaşılan 2:26 ve 33:53’teki fiiller gerçekten farklı anlamda olabilir. Nitekim Wiktionary beni doğruluyor: https://en.wiktionary.org/wiki/%D8%AD%D9%8A%D9%8A Burada min ilgeciyle kullanıldığında utanmak anlamına geldiği yazılı. İstihya biçiminin kökünü de farklı gösteriyor: https://en.wiktionary.org/wiki/%D8%A7%D8%B3%D8%AA%D8%AD%D9%8A%D8%A7
    Bunun örneğini salla fiilinden biliyoruz. Allah insanlara “salla ala” eyliyor ama asla yalın olarak salla eylemiyor. Yalın olarak salla eyleyen insanlar oluyor. Zaten ancak buradan yola çıkarak sözcüğün yalın ve “ala”lı anlamları arasındaki farkı anlayabiliyoruz. Çünkü aynı şeyi Allah insanlara ve insanlar da Allah’a yapıyor olamaz. Eğer burada da böyle bir durum varsa kimsin.kim’in istihya fiilinin anlamıyla ilgili tezi çürür.

    Üstelik kendi tezine dayanarak yaptığı çeviri de yanlış:
    “ALLAH, bunaltan aşağılayana tekabül eden hayat vermez.”
    “Hayat vermez” demesi için “la yuhyi” (form 4/ af’ala) olması gerekirdi ama metin öyle değil. 2:26 ve 33:53 dışındaki bütün ayetlerde “istihya” formu Firavun’un İsrailoğullarının kızlarına yaptığı olumlu eylem olarak var. Bu eylem “hayat vermek” olamaz, değil mi?

    Sonuçta kimsin.kim ya ilkeli ve yöntemli olmuyor ya da bildiğini anlatamıyor, yani bu çıkarımı yaparken hesaba kattığı ama bize söylemediği şeyler var. Onun için de başka bir yorumcunuzu işkillendiren duruma dikkat çekmekte yarar var: Kuran yorumcusunun ne dediğinden çok nasıl dediği, yani ulaştığı sonuçtan çok sunduğu kanıtlar önemli. Yazılı kağıdını okurken gidiş yoluna doğru yanıttan daha çok puan veren öğretmen gibi olmalıyız.

    1. Yazıda belirttiğim gibi ben konuyu henüz tüm boyutları ile incelemedim. Ancak HAYY kökünden gelen bir kelimenin bir yerde yaşatmak başka yerde utanmak anlamına gelmesine şüphe ile bakıyorum. Kuran’daki “güzel söz/kök” ayetinin Kuran kavramlarının kök anlam/türev anlam ilişkisine vurgu yaptığını düşünüyorum. Buna göre türev anlamlar kök anlamdan alakasız (acemiyyen) olmamalı diye düşünüyorum. Sözlüklerin yanıltıcı olduğunu düşünüyorum.

      Sözlükler de birer rivayet.

      Linkini paylaştığım arkadaşın hataları elbette vardır ancak belirli bir detayda doneler sunarak yazması değerli. Sizin eleştiriniz de değerli. Şunun şurasında ilahiyat profları dahil yazan sayısı bir elin parmakları kadar kaldı. Bulduğumuz yazıya saldırıyoruz büyük bir susamışlıkla.

      Yestahyi’ye gelmeden 2:26’da “ma baudaten” i ben anlamıyorum. Ma “şeyi/what/ilgi zamiri” ise “şeyi sivrisinek” ne demek? Buradaki ma’ya “(like) even/gibi” anlamını vermişler bu bana durumu kurtarmak gibi geliyor. Kuran’da 158 yerde geçen BAZ kökü burada olmuş “sivrisinek”.

      ma baudaten fe ma fevgahe…

      İlk ma ne ise ikinci ma da aynı olmalı gibi.

      Ne onu ne ötekini… derkenki gibi…

      Adam bu kökün farklı olduğunu iddia etmiş sanki bir şeyler biliyor gibi, örneğin demiş ki:

      “بَعُوضَةً” (beudaten) kelimesinin sonunda gelen “ةً” (te merbuta) onu acılı ve aşağılık bir duruma veya bir şeyin düşük kategorisine işaret eden sivrisinek kelimesinden tamamen farklı, acı verici ve aşağılık bir duruma veya bir şeyin düşük kategorisine atıfta bulunan farklı bir kelime yapar.

      Yestahyi konusunda ilkesiz olduğunu iddia etmek için acele etmemek lazım. Doğru bildiğimizi sandığımız bazı yan kavramlar bizi şaşırtıyor olabilir.

  2. Bakara / 26 يَسْتَحْي۪ٓ: yestahyî çekinecek

    Kasas / 4 وَيَسْتَحْي۪: ve yestahyî ve sağ bırakıyordu

    “la yestahyi” çekinecek değildir , “ve yestahyi” ve sağ bırakmak.

    Yani “la yuhyi” olması gerekmiyormuş gibi.

  3. “istihya” formu Firavun’un İsrailoğullarının kızlarına yaptığı olumlu eylem olarak var. Bu eylem “hayat vermek” olamaz, değil mi?

    Neden olmasın.Kasas 4’te kızlarına yaptığı olumlu eylem ,onları sağ bırakmak.

  4. وَاللّٰهُ لَا يَسْتَحْي۪ مِنَ الْحَقِّۜ – “Allah el-Hakk’tan çekinmez” ne demek bunu açıklamaları lazım. Bu çeviri başlı başına sıkıntı gibi duruyor. Bunu ortadan kaldırmak için meallerde “gerçeği söylemekten çekinmez” gibi kelime ekleyerek anlamlar vermişler.

    Şöyle olabilir mi: Allah el-Hak’tan yaşatmaz.

    Yestahyi formunun tam gramer analizini yapabilecek varsa yazsın lütfen.

    Arapça’da “utanmaz/çekinmez” derken “hayy” kökünden türeyen “yestahyi” formunu kullandıklarını düşünmüyorum.

    Kuran’daki “yestahyi” ye “çekinmez/utanmaz” anlamı verip sonradan sözlüklere bu anlamı eklemiş de olabilirler.

    Gugul trasnlate bile eğer cümlenin Kuran’dan olduğunu çakarsa direk meallerden anlam getiriyor; çakmaz ise başka çeviriyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


*