Kuran nasıl anlaşılmalıdır? ; Tin Suresi 4. Ayet örneği (1)

Kuran nasıl anlaşılmalıdır? ; Tin Suresi 4. Ayet örneği (1)

Bu soruya kestirmeden bir cevap verebilirim: “Hakkını vererek!”

Peki, nedir hakkını vermek?

4:82 Kuran’ı incelemiyorlar  mı? ALLAH’tan başkasının olsaydı onda birçok çelişki bulacaklardı.(kullanılan kelime: tedebbür; derinlemesine incelemek)

10:39 Hayır, onlar bilgisini kavramadan ve asıl anlamına ulaşmadan onu yalanladılar. Kendilerinden öncekiler de böyle yalanladı. Zalimlerin sonuna dikkatle bak.

15:75 Şüphesiz, bütün bunlarda, işaretlerden anlam çıkarmasını bilen kimseler için çıkarılacak nice dersler vardır ( mütevessim kelimesi kullanılıyor : “Bir şeyin dış görünüşünden, haricî özelliklerinden yola çıkarak, o şeyin hakikatini, özünü, iç yüzünü anlamak için gereken dikkat ve duyarlığı gösteren kimse” demektir )

20:114 Gerçek Yönetici olan ALLAH çok yücedir. Sana vahyi tamamlanmadan önce Kuran’ı (anlamak için) acele etme ve, “Rabbim, bilgimi arttır,” de

47:24 Öyleyse, onlar bu Kur’an üzerinde hiç düşünmezler   mi? Yoksa kalpleri üzerinde kilitler mi var? (kullanılan kelime: tedebbür; derinlemesine incelemek)

Eğer Kuranı anlamak istiyorsanız; bu sayılanları yapmalısınız. Bunları yapmıyorsanız Kuran’a dair lehte ve/veya aleyhte hiçbir şey söyleme hakkınız yoktur, söyleseniz bile siz sadece saçmalamış olursunuz. Çünkü hakkında söz söylemek istediğiniz kitap sizden öncelikle “beni hakkıyla incele” diyor. Siz de eğer Kuran hakkında söz söylüyorsanız bunları yapıyor olmayı göze almış olmalısınız. Yoksa “bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” durumunda olursunuz.

Arzu edenler bu yazıyı okumayı burada keserek linkte verdiğim “Kuran’ı Nasıl Okumalı?” başlıklı yazıyı okuyabilirler.

Yazının devamında açıklayıcı olduğunu düşündüğüm bir örnek vermek istiyorum.
Yazıma örneklik teşkil etmesi için  “Tin Suresini” seçtim çünkü derinlemesine bir araştırma yapmayı gerektirmiyor. Sure kısa bir sure ve diğer ayetleri incelemenize gerek bırakmıyor.

Görsel kaynak: www.kurancalis.com
Görsel kaynak: www.kurancalis.com

Yazının bu noktasında iki görsel paylaşmak istiyorum:

Hata 1 : Ayetin kastı anlaşılmadan güzel bir bebek görseli ile eşleştirilerek ayetin anlamı saptırılmış.

 

Hata 2 : Eleştiri getirilirken ayet gerektiği kadar incelenmemiş.

Paylaştığım birinci görsel sahibi ile ikinci görseldeki yazı sahibi zıt fikirlere sahipler. Birincisi Kurana inanıyor iken ikincisi inanmıyor ve bir eleştiri getiriyor. Fakat her ikisi de aynı hataya düşmüşler; ayetin “insanın fiziki görünüşünden” bahsettiği yanılgısı.

Tahlil 1 : Mantıki süzgeçten geçirme

Şimdi ayete bir bütün olarak bakalım:

1. İncire ve zeytine andolsun,

2. Sina dağına,

3. Ve şu emin beldeye (güvenilir şehre).

4. Doğrusu, biz insanı en güzel bir biçimde yarattık.

5. Sonra aşağıların aşağısına çevirdik.

6. Ancak inanıp erdemli davrananlar hariç; onlara kesintisiz bir ödül vardır.

7. Öyleyse bundan sonra, hangi şey sana dini yalanlatabilir?

8. Allah hükmedenlerin hakimi değil midir?

 

Ayet 4’te “Doğrusu, biz insanı en güzel bir biçimde yarattık. “ ifadesi var. Peki bu “biçim” kelimesi ile kastedilen “fiziki biçim” midir? Şu okuduğumuz cümle itibariyle olabilir. Ama kitap bizden “incelememizi, düşünmemizi, acele etmememizi” istiyordu.

Okumaya devam edelim…

5. Sonra aşağıların aşağısına çevirdik.  : Eğer fiziki güzellikten bahsetse idi bu şekilde bir ifade ne anlama gelirdi?

 

6. Ancak inanıp erdemli davrananlar hariç; onlara kesintisiz bir ödül vardır.  : Demek ki, 4. ayet “fiziki güzellikten” bahsetmiyor. Çok açık.

Arabamın motoru arıza yapsa ve ustaya teslim etsem; usta bana “en güzel biçimde tamir ettim” dese, ben bundan “hmmm motorun şeklini değiştirmiş” anlamı çıkarmam. Demek ki buradaki “biçim/şekil” böyle bir anlam taşıyor. Tabi öte yandan bu sonuçta bir çeviri; çeviren yanlış çevirmiş olabilir ya da bu şekilde çevirince anlaşılacağını düşünmüş olabilir. Orjinalde kullanılan kelimeye bakmak daha da aydınlatıcı olabilir.

Tahlil 2 : Kelime analizi

4. ayette “biçim” olarak çevrilen kelime KVM kökünden türetilmiş bir kelime. Ayağa kalkmak , dikilmek, yükselmek anlamlarına geliyor. “Kıyam” kelimesi de bu kökten geliyor.  Ayette geçen kelime türevi “takvim”.

Bir şeyin takvimi, onu doğrultmak, düzeltmek, yetiştirmek, öğretmek, eğitmek geliştirmektir. Allah’ın insanı diğer canlılar arasında seçip ona akıl ve anlayış vermesi, onun belini doğrultup dik durabilecek şekle yaratmasıdır.  (Müfredat, Kuran kavramları Sözlüğü, Rağıp El-ısfahani)

Görüldüğü üzere kelimenin kök itibari ile de kullanılan form itibari ile de “fiziki güzellik” ile hiç alakası yok.


 

Yazıma “Kuran nasıl anlaşılır” sorusuna “hakkını vererek” cevabı ile başladım. Örnek olarak “Tin Suresi” ni seçtim çünkü  incelediğimiz kelime bakımından “hakkını vermesi” o kadar vakit almıyor; basit bir mantık süzgeci kullanarak üç aşağı beş yukarı bir kestirimde bulunabiliyoruz; en azında ayette “fiziki güzellik”ten  bahsedilmediği bilgisine başka hiç bir şeye gerek kalmadan sadece biraz mantık yürüterek ulaşabiliyoruz.

Bir sonraki yazıda çok zor bir konuya değineceğim… Nisa Suresi 34. ayet hakkında bir çalışmama değineceğim inşallah.

 

5 thoughts on “Kuran nasıl anlaşılmalıdır? ; Tin Suresi 4. Ayet örneği (1)

  1. Ahsen kelimesini has som saf katışıksız en uygun olarak alırsanız kelimesi kvm kıvamdan olursa fıtratın mayasız hamur pişirmek memeden sut çıkarmak ve var olan bir şeyi düzenlemek anlamlarının hangisinden ftr fiilini çekerseniz çekin belli bedensel ve ruhsal guçlerin en uygun oran orantı ile verildiği anlamı çıkar ki adem kıssasında çınlayan topraktan çılk sulu bir çamurdan biçimlenenikecek nemli bir kıvama evrilen insan oran orantıldır ve bu bedene de bununla oran orantılı ruhsal melekeler yerleştirilir dolayısı ile ahseni takvim herşeyi bir olçu ile yaratırız ayetine kader sozcuğune bağlanır buda kvm kokunu kym kokunden kıyam istikamet mustakim sıratı mustakime bağlar yani insanı sıratı mustalimde ayakları üstünde duracak biçimde istikamette kalacak ruh ve beden özellikleri ile yarattık ve yine kym lokunden kavvamun kavvam yani sorumluluk anlamlı ayetlere bağlarsan kvm v kym kokleri la yukellufe nefse ibaresine bağlanır biz insanı en uygun bedensel ve ruhsal oranlama ile sıratı mystakimde istikamet üzere yarattık ve dsğların kabul etmediği sorumluluğa uygun biçimde yaratıp kvm kym lıvsm kıyam kavvamun bağlantısı ile ve ona uygun sorumluluk yukledik anlamına gider biz insanı yukleneceği sorumluluğa uygun yarattık olur halak el insane fi ahseni takvim redefna hu escele safilin ifsdesini aşağıların aşağısına çevirdik yazan eşrefu mahlukatlar has ile oran orantı ile sşağıların aşağısına çevirmeyi yanyana koyacak diş bilmez bir ilahs taptıklarından bunu anlamamışkar oran orantı ile aşağı ve ust tezat yada birbirine destek yapmaz dolaysı ile bunu bu şekilde kullanan ya bir ilah dağidir yada bunu bu biçimde anlayan kuran ifadesi ile dilsiz ve kordur ama refednahu esfele safilin ifadesini sefilkeyin sefili duşkunlerin duşkunu guçsuzlerin guçsuzu olarak alırsam öncelikle redefnahu çevirmek demek olmaz çevirmek çevresini kuşatmak olur dönüştürmek anlamına gelince reddediyorum onu redefnahu ifadesinin donuştırmek anlamında olduğunu redednahu esfele safilin reddettik onu düşkünlerin duşkunluğunu anlamına gelirse zeytin ve incir ve turi sini ve islamın uygun ve güvenli biçimde ulsştığı güvenli belde ile ilişkili olarak biz insanı en has ruhsal bedensel yapıda yarattık ve reddettik duşkunletin duşkunıydum guçsuzlerin guçsuzu idim bahsnesini iman edenle ve guç ve olanakları çerçevesinde dua edecek ve duasıyla iyiyi istetecek kadar olsun Salih amel yapanlar hariç anlamına gelir ki eşrefi çahlukatlar kendilerini ustun horduğunden fazilet fazlalık yetenek kelimesini de ustun olarak çevirim esfele safilini birilerini aşağılamak olarak kulkanurlar oysa azamet ululuk buyukluk ve ustunluk ve ovguyu daha fatihada elhsmdulillah dozu ile Allah kendine alır ve ust kavramını kaldırır ve kym ayakta durmak kokunden yere koyar insanı artık herkes yerdedir ya sıratı mustakimdir ve sağlam yerdedir ya sıratı dalalet ve bozuk yerdedir yani ebucehil ile Muhammed yerdedir biri sağlamlıkta faziketlidir ve fazileti ona ebucehilin sorumluluğunu yükler ve kavvamun eder biri bozuk yoldadır ve fıtrat ahsenni takvim olan fazileti eksiktir değerlendirinşz ki fazilet ise takvadır ve faziletin turkçesi yetenektir yetenek sorumluluğunu yerine getirmektir takva sorumluluğuyla pişendir takva kavrulmak kb kokunden gelir çiğ idik piştik eşhamdulillah gibi eşrefi mahlukatlar bunu anlamamış

  2. Surede esfele safilinden hateketle kuranda aşağı olarak çevrilen ayetleri takip ederimsiniz aşağılama yuceltme eleştirilen yahudilere ait bir ozellik iken kuran neden islam harici sayılanlara hakaret ediyor birde kıtal ayetleri var emevi Abbasiler için zemin ışıd bu konuyu yazarmışsınız

  3. Bismillah
    Moderetor icin yaziyorum ins.Sizde biliyorsunuz hem alt yapi lazim hem kaynakla yazmak lazim .her tefsirde niye farkli gorusler var.Ama sahsi gorusler bu zamanda insani tehlikeye sokabilir.Bu persfektiften (dogrumu yazilmis)bakarsak,fiziki guzellik de diger canlilardan farkli oldugu icin onemli olamazmi.Biliyorsunuz kuranin bir zahiri bir de batini manasi vardir.Hamdi yazira r gore bir kelimeden en az 20 mana cikabilir.Veya o resime bakarak gozun kasin burnun vs munasip bir sekilde yaratilip uygun yerlere kondugunu dusunebiliriz (genis dusunmek lazim)Allah guzeldir guzeli sever.Ben o resmi kopyaladim sahsen cirkin olsa kopyalamazdim belki…herkesin bakis acisi degisebilir .duygusallik ayri akil mantik ayri sade akilla olmuyor kalbinde temiz olarak devreye girmesi lazim diye dusunuyorum ozur dilerim.Subhaneke Allahumme …….

  4. Ben dilciyim bir dil aynı manada iki kelimeyi yaratmaz aynı biçimde bir kelimenin sadece bir anlami vardır dilde kuransa birden çok anlamlı tek kelime bile olması kuranı kendi ile celiştirir ayetlerde kuran apacik arapca bir kitab olarak tarif edilir elmali hakli ise yalnuza elhamdulullah deyince 20 anlam cikar dolayisi ile bulailiklik baslar ve kuran acik anlasiliur olmaz burada ben bur sozcugunn tek anlam içermesi birde birden çok anlam içermesine karşı bir sözcüğün içinde başka sözcüklerin varlığını ortaya koyacağım mesela çalmak derseniz bu gizli kelimesini içinde barındırır çünkü çalmak gizlice almak anlamındadır gizli kelimesi içinde en az iki tane bilinç taşıyan ve gorme taniklik yetisi sahibi varlık gerekir ben dunyada tek olsam hersey benim olduğundan çalmak olmaz almak olur yaptığım eylem şimdi çalmak almak gizli iki insan olunca burada mülk ve sahiplik olacak ki birinin.malını ondan gizlice alayimda yaptığım bu eyleme çalmak denilsin mülk ve sahiplik ile iki.kişi arasında bir paylaşım yeni anlaşma dolayisi ile hukuk burada çalmak gelumesinin içine girdo şimdi sayalım çalmak gizli almak iki tanıklık edecek varlık sahiplik ve mülk edinme anlaşma hukuk bunların peşine çalmanın karşılığında ceza yada kısas intikam yada çalmaya karşı çalmak geri almak gibi süreçleri düşünürsek çalmak sözcüğünün içi kalabaliklasir ki çalma eylemi bir akilhastaligi olan kleptomani ile.mi adrenalin yaratmak için.mi yoksa hayatı bir ihtiyaca binaen.mi yapıldı diye sorgilararsak çalmak kelimesi kalabalık bir içeriğe doğru gider şimdi adam ihtiyacından geldi calmakta ihtiyaç anlami da vardır diye bir cümle kurayim elmalılı mantigi ile ve çalmak ihtiyaçtır şekline donystureyim çalma eylemini sizce çalmak ihtiyaç midir hamd ovgu demek sana iyilik yapan koruuyan besleyen ohtiyaclatini bilen ve kardilayan erdemli olan birini goklere culikarip ustunlerken gozunde buyuturken senden oncelikli ileri tutarken saygi gisterirken aynı şeyi yaor oversin dolaysi ile ovgu kelimesi büyük üstün ileri önemli sözlerini de içerir gibi elmaliliya gelene kadar benim gibi mantıklı itirazlarin yolunu kesip kendi cehaletini gizlemye çalışanlar kuransa bir elif harfinin 70 pop manası vardır kuran deryadir bile derler bende kuranda bir elifin tek manası dahi yoktur derim a e o o okunuşu dışında anlamsızdır elif bunlar buna süresinin o muhteşem ayeti ile kitap yüklü edenlerin uydurduğu işler kuran apacik ve sehlem dil yapisii olan bir kitaptır mutesabih ayetlere gelince allah bu konuda onkar saglam ayetleti birakip mutesabih ayetlerle uğraştılar der ayette mutesabih ayet derken mutesabih sözcüğü ben sibh benzetme kokundendir ve onlar kitap yüklü eseklerin gibidir ayeti de benzetme ayeti yani mutesabih ayettur allah elmalılı değil alimleri benzetmiş iste selam dua

    1. Katkılarınız için teşekkür ederim. Bir eleştirim olacak size. Noktalama işaretlerine ve büyük küçük harf ayrımına uyarak yazarsanız ifadeleriniz daha anlaşılır olacak.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


*