Kuran’da “yarılmak” kavramı üzerine bir başlangıç

Kuran’da “yarılmak” kavramı üzerine bir başlangıç

Kısa bir yazı olacak. Sadece bir bulgu…

Türkçe (veya herhangi başka bir dilde)  yapılmış olan çevirileri okurken dikkatli olmak gerekiyor çünkü çoğunlukla o dile bir kelime ile aktarılan ifade aslında başka başka kelimeler olabiliyor.

Peki acaba aşağıda renklendirerek gösterdiğim kullanımlar bize neyi işaret ediyor? Özellikle, 77/9 ile 82/1 devamındaki ayetleri okuduğumuzda çok yakın konulardan bahsediyor ama “yarılmak” olarak çevrilen bu kelimelerin farklılığının sırrı ne?

 

26/63: Musa’ya, “Değneğini denize vur,” diye vahyettik. Bunun üzerine yarıldı ve her bölüm koca bir tepe gibi oldu.

26/63:  Feevhaynâ ilâ mûsâ eni-drib bi’asâke-lbahr(a)(s) fenfeleka fekâne kullu firkin ke-ttavdi-l’azîm(i)

 


 

54/1: Saat (dünyanın sonu) yaklaştı ve ay yarıldı.

54/1:  İkterabeti-ssâ’atu venşakka-lkamer(u)


 

77/9:  Gök yarıldığı zaman,

77/9: Ve-iżâ-ssemâu furicet


 

82/1Gök yarıldığı zaman,

82/1: İżâ-ssemâu-nfetarat


 

Tabi benzeri kavramlar bu kadar ile bitmiyor ama ben bu yazıda sadece konuya bir başlangıç notu düşmek istedim.

Bu hazineyi idrak etmeye  gerçekten ömür yetmez.

 

One thought on “Kuran’da “yarılmak” kavramı üzerine bir başlangıç

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


*