Kuran’da secde kavramı

Kuran’da secde kavramı

“Secde” kavramının Kuran’da  “ikna olma, razı olma, kabul etme, işitme ve boyun eğme” gibi anlamlarda kullanıldığını düşünmekteyim, buna dair pek çok delil var. Bu yazıda, bu düşünceme zıt gözüken bir ayeti konu edinmek istedim.

Fussilet 37: Gece, gündüz, güneş ve ay O’nun ayetlerindendir. Güneşe (el-şems)  ve ay (el-kamer)’a secde etmeyin, onları yaratan ALLAH’a secde edin. O’na kulluk edecekseniz.///Ve min ayatihil leylu ven neharu veş şemsu vel kamer, la tescudu liş şemsi ve la lil kameri vescudu lillahillezi halakahunne in kuntum iyyahu ta’budun.

“Yüzyıllardır secde denildiğinde alnı zemine koymak sureti ile yere kapanarak yapılan vücut şekli/tapınma ritüeli anlaşılırken, Kur’an neden kavramı bu asli anlamı ile kullanmış olmasın? Örneğin Fussilet 37’yi bundan başka nasıl anlarız, bu nasıl mümkün olabilir. Orada açıkça “güneşe ve aya tapanlardan bahsediyor” diyebilirsiniz.

Bu sorunun cevabı Kuran’a hangi açıdan ve hangi dikkat ile baktığınız bağlıdır.

Evet, secdeye “ikna olma, razı olma, kabul etme, işitme ve boyun eğme” gibi anlamlar” verirsek Fussilet 37’nin de “Güneşe ikna olmayın, aya boyun eğmeyin” gibi bir anlamı oluyor. Tabi bu bakış açısına göre.

Gelin meseleye biraz daha yakından bakalım.

Benim Kuran’dan öğrendiğim bakış açım (kabulüm) , acele etmeden, tane tane, düşüne düşüne, inceleyerek, tam ikna olana kadar bekleyerek okumak ve kavramları bizzat Kuran’ın şekillendirmesini beklemek.

Fussilet 11 Sonra duman halinde bulunan göğe (el-sema’ya)  yöneldi. Ona ve yeryüzüne (el-arz’a)  “İsteyerek veya istemeyerek gelin!” dedi. İkisi de: “İsteyerek geldik.” dediler. ////Summesteva iles semai ve hiye duhanun fe kale leha ve lil ardı’tiya tav’an ev kerha, kaleta eteyna taiin.

Edebiyatta fabl, insana ait bir özelliğin insan dışında bir varlığa verilmesine denilmektedir. Ayette de bu anlatım tekniği mi kullanılmaktadır? Zira, ayette el-sema ve el-arz’a seslenilmekte onlar da cevap vermektedir.

Sadece bu ayete dayanarak buna bir cevap veremeyiz, dikkatimize alıp yola devam edelim.

Ahzab 72 Biz, emaneti göklere (el-sema) , yere (el-arz)  ve dağlara (el-cibal)  sunduk. Onu yüklenmeye yanaşmadılar. Ondan korktular. Onu insan (el-insan)  yüklendi. O, çok zalim ve çok cahildir.//İnna aradnel emanete ales semavati vel ardı vel cibali fe ebeyne en yahmilneha ve eşfakne minha ve hamelehal insan, innehu kane zalumen cehula.

Bir önceki ayette “biz anlayalım diye fabl benzeri bir teknikle mesele anlatılmıştır” diyebilirsiniz. Ama bu ayette (eğer varsa) bu tekniğin kullanılma amacını nasıl izah edersiniz? Gök, yer, dağ gibi cansız varlıklara neden emanet teklif ediliyor? Üstelik bu cansızlar bir de korkuyorlar.  Emanet “iman” kavramı ile aynı kökten.  “Güvene dayalı olarak verilen şey veya görev” demek. Bu durum “burada da fabl benzeri anlatım tekniği” vardır demeyi aşıyor. Bu ayet bizi bu kavramların doğrudan canlı varlıklar olduğunu düşündürüyor.

Konumuz bağlamında en ilginç ayete geçmeden bir hatırlatma daha yapalım.

Mealden yazıyorum:

6.76 Gece olup karanlık basınca bir yıldız görmüş de budur Rabbim demişti. Fakat yıldız battı mı demişti ki: Ben batanları sevmem.6.77 Ayı (el-kamer) doğar halde görünce: “Benim Rabbim işte bu” dedi. O da batınca: “Eğer Rabbim beni doğru yola eriştirmeseydi şüphesiz sapıklar topluluğundan olacaktım” dedi.6.78 Güneşi (el-şems)  doğarken görünce: “Benim Rabbim bu. Bu daha büyük!” dedi. O da batınca şöyle dedi: “Ey kavmim! Ben sizin ortak koştuklarınızdan uzağım.   6.79 Hiç şüphem olmaksızın mabudumu tek tanıyarak yüzümü (vechimi) , gökleri ( el-semavat) ve yeryüzünü (el-arz)  yaratana döndüm ve ben, şirk koşanlardan değilim.

Bu ayetlerde İbrahim’in secde edecek rabb arayışı mı anlatılıyor? İbrahim hayatı boyunca hiç yıldız görmemiş de, hiç doğan ay- güneş görmemiş de, şimdi görüyor ve rabb mi sanıyor onları?

6.75 Kesin bir inanca sahip olması için, İbrahim’e EL-SEMAVAT ve EL-ARZ’IN melekutunu şöylece gösterdik.

Biraz derinlemesine düşünürseniz, el-arz, el-sema, el-semavat, el-kamer, el-şems gibi kavramların Kuran’da özel kavramlar olduğunu şu aşamada anlamasanız bile, bildiğimiz anlamda kullanılmadığı hakkında sorgu kapılarını açmış olmanız gerekiyor.

Bu (güya) cansız varlıklar konuşuyor, korkuyor, İbrahim’in aydınlanmasında çok önemli yere sahip.

Şimdi benim için en ilginç olan ayete geçelim.

Hac 18: Görmedin mi ki, gerçekten, göklerde ve yerde olan kimseler, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar (dabbe)  ve insanlardan (El-NAS)  birçoğu Allah’a secde etmektedirler. Birçoğu üzerine azab hak olmuştur. Allah kimi aşağılık kılarsa, artık onun için bir yüceltici yoktur. Şüphesiz Allah, dilediğini yapar /// E lem tera ennallahe yescudu lehu men fis semavati ve men fil ardı veş şemsu vel kameru ven nucumu vel cibalu veş şeceru ved devabbu ve kesirun minen nas, ve kesirun hakka aleyhil azab, ve men yuhinillahu fe ma lehu min mukrim, innallahe yef’alu ma yeşa’.

Öncelikle orada “hayvanlar” yazmıyor, yazsa idi yazdıklarım kendiliğinden çürürdü. Orada “insanlar” yazmıyor; el-nas yazıyor, insan yazsa idi bu kadar kesin konuşamazdım. Görmedin mi dediğine göre bu bizim görebileceğimiz bir durum.

Sizler için ayeti en doğru yansıtan meali seçmeye çalıştım. Okuduğunuz inanın! Sayılanların birçoğu üzerine azab hak oluyor. Bunlardan secde edenler kurtuluyor.

Şimdi uzun uzun gramer analizi yapıp yazıyı uzatmayacağım. Seçtiğim meal gerçeğe en yakın mealdir.

Yani, bizim bu el-kamer, el-şems, el-cebel, el-sema, el-arz, el-dabbe, el-şecer hem secde ediyor, hem konuşuyor, korkuyor, karar veriyor, azab edilebiliyor, men ilgi zamiri ile niteleniyor yani bunlar yaşıyor.

Bu yazı ile ikna olmayabilirsiniz, ama lütfen bir de bu bakış açısı ile düşünmeyi deneyin.

Başa dönecek olursak, İbrahim nasıl ki el-şems’in ve el-kamer’in matah şeyler olmadığını anlıyor (rabb edinmiyor dolayısı ile secde etmiyor) Fussilet 37’yi de bu bağlamda anlamamız gerekir.

Kula kulluk etmeyin, derken kimse birisinin gidip başka birisine secde etmesini anlamaz. Kuran el-şems’e, el-kamer’e  secde etmeyin dediği zaman da yukarıda temel noktalarını sunmaya çalıştığım deliller ışığında bunların gök cismi olmadığını anlamanız gerek.

Görmedin mi diyor ayet, bu el-şems, el-kamer bizim hayatımızda… Görebiliriz.

 

21 thoughts on “Kuran’da secde kavramı

  1. Allah cc insanları ve cinleri sadece ona tapınsınlar diye yarattı.Allaha karşı Görevleri Budur. Hareketli (dabbe) ve ya hareketsiz (dünya , güneş, yer, gök..vs) tüm canlılar ise kendilerine verilen görevi yerine getirerek ona tapınırlar secde ederler.
    İstisnai olarak bir kısım İnsan ve Cinler verilen tapınma görevini yerine getirmezler secde etmezler.
    Hac 18: Görmedin mi ki, gerçekten, göklerde ve yerde olan kimseler, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar (dabbe) ve insanlardan (El-NAS) birçoğu Allah’a secde etmektedirler.Bunu çok rahatlıkla görebiliyoruz..Tüm mahlukat görevini yapıyor..İnsanlardan bir çoğu da..Kendilerini Göremediğimiz için Cinlerin durumunu Ayette Özellikle Belirtmemiş !!.Kısacası İnsan ve Cinler hariç Tüm mahlukat kendisine verilen görevi yaparak secdesini yaparken..Bu görev İnsan Ve cinlere doğrudan verildiği halde yapmayabiliyorlar..

    1. Delil istiyoruz, zan değil. Yorumunuzda bir tek delil yok maalesef. Sadece zan var. Yazıyı okumuyorsunuz hızlıca , acelece göz gezdirip kendi söylemek istediğinizi söylüyorsunuz.

      Sizin mealinizden gidelim.

      Madem secde güneş-ay vs. için “görevini yerine getirmek” o halde insanın görevi nedir? Denklemde çelişki var. Diyelim ki el-şems ile kastedilen gökcismi, bu gök cismi bir yöründege ilerliyor, içerisinde patlamalar oluyor, dünyaya olan konumunu devamlı koruyor, burada hayatın var olmasını sağlıyor, bakın ne kadar çok iş yapıyor, madem bu onun secdesi eyvallah, biizm secdemiz nedir? Allah güneşi bu kadar devasa işlevler için yaratıyor, bizden beklentisi yerlere kapanmamız mı? Çelişiyorsunuz.

  2. Evet aynen öyle..huşu ile yere kapanmamız..
    İnsan Suresi, 26. ayet: Gecenin bir bölümünde O’na secde et.
    “”bu senin görevin ama diğer zamanlarda yapmasan da olur.sadece geceleri Allaha itaat etsen yeter”” mi demek ?
    Nisa Suresi, 154. ayet: Kesin söz vermeleri dolayısıyla Tur’u üstlerine yükselttik ve onlara: “Bu kapıdan secde ederek girin” dedik .” sadece bu kapıdan girerken görevi yapın ,diğer kapılardan girerken sallamayın ” mı demek ?
    Nisa Suresi, 102. ayet: İçlerinde olup onlara namazı kıldırdığında, onlardan bir grup, seninle birlikte dursun ve silahlarını (yanlarına) alsın; böylece onlar secde ettiklerinde, arkalarınızda olsunlar..”savaş tehlikesi ve ihtimaline karşı secde vaziyetinde iken savunmasız kalan grubu diğer gruba korutturuyor” yanlış mı ?
    Meryem Suresi, 58. ayet: İşte bunlar; kendilerine Allah’ın nimet verdiği peygamberlerdendir; Adem’in soyundan, Nuh ile birlikte taşıdıklarımız (insan nesillerin)den, İbrahim ve İsrail (Yakup)in soyundan, doğru yola eriştirdiklerimizden ve seçtiklerimizdendirler. Onlara Rahman (olan Allah’)ın ayetleri okunduğunda, ağlayarak secdeye kapanırlar. “ağlamadan bu görev yerine getirilemiyor mu ozaman ?
    Taha Suresi, 70. ayet: Bunun üzerine büyücüler, secdeye kapandılar: “Harun’un ve Musa’nın Rabbine iman ettik” dediler.
    Daha peygamberle yeni tanışan hem de büyücü olan bu kişiler bir anda nasıl görevlerini öğrenip yapıverdi ?kim öğretti bunlara bu secde görevini?
    İsra Suresi, 107. ayet: De ki: “İster ona inanın, ister inanmayın: O, daha önce kendilerine ilim verilenlere okunduğu zaman, çenelerinin üstüne
    kapanarak secde ederler.” “bu görev neden tek ayak üzerine durarak değilde yüz üstü çene üstü yapılmış ?
    Neml Suresi, 24. ayet: “Onu ve kavmini, Allah’ı bırakıp da güneşe secde etmektelerken buldum,
    bu görev bildiğimiz secde değil ise güneşe nasıl secde ediyorlardı ?
    Furkan Suresi, 60. ayet: Onlara: “Rahman (olan Allah)a secde edin” denildiği zaman, “Rahman da neymiş? Biz senin bize emrettiğine mi secde edecek mişiz?” derler ve (bu,) onların nefretini arttırır.
    Şuara Suresi, 219. ayet: Secde edenler arasında dönüp dolaşmanı da görür..
    Çarşıda dolaşırken göremiyor mu ?
    Bakara Suresi, 125. ayet: Hani Evi (Ka’be’yi) insanlar için bir toplanma ve güvenlik yeri kılmıştık. “İbrahim’in makamını namaz yeri edinin”, İbrahim ve İsmail’e de, “Evimi, tavaf edenler, itikafa çekilenler ve rüku ve secde edenler için temizleyin” diye ahid verdik.
    ruku ve secde edenler için kabe temizleniyor..!!
    Al-i İmran Suresi, 113. ayet: Onların hepsi bir değildir. Kitap Ehli’nden bir topluluk vardır ki, gece vaktinde ayakta durup Allah’ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanırlar.
    geceleyin..ayakta saygı duruşu , kurandan okuma ve saygı ile secde…

  3. وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ Ve ben, cinleri ve insanları, ancak bana tapsınlar diye yarattım.
    لِيَعْبُدُونِ ye’budun = tapınmak,
    اِيَّاكَ نَعْبُدُ İyyâke na’budu=tapınılacak yalnız sensin..fatiha.
    .اِنْ كُنْتُمْ اِيَّاهُ تَعْبُدُونَ iyyâhu ta’budûn iseniz (fatihada söylediğiniz söze sadıksanız ) Allaha Secde edin.Fussilet 37 !

  4. Meryem Suresi, 58. ayet: İşte bunlar; kendilerine Allah’ın nimet verdiği peygamberlerdendir; Adem’in soyundan, Nuh ile birlikte taşıdıklarımız (insan nesillerin)den, İbrahim ve İsrail (Yakup)in soyundan, doğru yola eriştirdiklerimizden ve seçtiklerimizdendirler. Onlara Rahman (olan Allah’)ın ayetleri okunduğunda, ağlayarak secdeye kapanırlar.
    eğer kastedilen secde boyun eğip tüm emirleri yerine getirmek ise kuran okunduğunda ağlayarak boyun eğiyorlar da diğer zamanlarda Allahın emirlerini mi çiğniyorlardı bu peygamberler ? Aaaa kuran okunuyor haydi 5 dakikalığına bir ağlayarak infak yapıverelim , zinayı bırakalım ,ribayı keselim..ohhh be kuran okunması bitti silin gözyaşlarınızı ve haydi diskoya üçyüz beşyüz..öyle mi ?

    1. Kardeşim senin mantığından gidelim. X elçi pazarda alışveriş yapıyor, birisi gelip bir ayet okuyor X elçi hemen ağlayarak yere kapanıyor. Hatta her gün aynı ayeti okuyalım o da hemen ağlayarak yere kapansın. Sürekli …. Oldu mu?

      Secdenin 5 dk sürdüğünü kim söyledi bu arada? Lütfen secde ayetlerini TLV ediniz, düşüne düşüne çalışınız.

  5. SALAT için kıbleye dönme emri var..diyelim ki 1 öğretici ve 100 kişilik bir grubuz ve salat yapacağız..çember yapsak bir kısmımızın sırtı kıbleye dönecek olmaz. Yan yana dizilsek yer yetmeyecek .Sıranın en başındaki en sonundakine bir sual soracak olsa sesini ulaştıramayacak olmaz. Öğretici kıbleye dönmüş olan önündeki 100 kişiye birşey anlatmak istese kendisi kıbleye arkasını dönmüş olacak olmaz..ee kıbleye dönerek nasıl kitap çalışacak bu topluluk !!

  6. فَاُلْقِيَ السَّحَرَةُ سَاجِد۪ينَۙ büyücüler derhal secdeye kapandılar.ŞUARA 46.
    ORTAMDA Hz Musa ,Hz Harun ,Firavun,Halk var ve büyücüler henüz hiç bir fikirleri olmayan ayetler hakkında “bir köşeye çekilip kitabı mı çalıştılar ? yoksa durun bir kenarda infak yapalım ,riba yemeyelim , adam öldürmeyelim..vs mı dediler.. bunları nasıl yaptılar..firavun da onlara şöyle mi dedi “ulan nasıl benim önümde kitap çalışırsınız ,kitabı nereden buldunuz 2 dakika içinde ya da neden adam ödürmüyor , infak yapıyor ,riba yemiyorsunuz huzurumda ayaklarınızı ve ellerinizi çaprazlama keseceğim!! Adamlar düpedüz korku ve huşu ile alınlarını yere koyuyor !!

    1. Üstte yazan mealler tam değil de hadi mealden gidelim kardeşim. Ben diyorum ki mesela, ben geleceği bilirim, insanlar kabul etmiyor, bilirdin bilmezdin. Haydi o zaman toplanın diyorum ispatlayacağım; akşam dünyada oynanacak 800 maçın skorları dakikaları ile birlikte alın yazdım elinize verdim. Akşam oluyor, maçlar bitiyor, dakikası dakikasına tüm maçları bilmişim. Böyle bir sahne hayal et. Şimdi açın bir camlı yayın diyorum, canlı yayındaki adamın elini burnuna götüreceğini, hapşuracağını vs vs hepsini biliyorum. Şimdi inandınız mı bana diyorum? İşte burada “harru succeden” yapar insanlar artık bu kadar delilden sonra. Yani “dayanaksız kalarak beni onaylarlar”.

  7. “Daha peygamberle yeni tanışan hem de büyücü olan bu kişiler bir anda nasıl görevlerini öğrenip yapıverdi ?kim öğretti bunlara bu secde görevini?”
    Kendisini çürütmüş, farkında değil.

    1. Görev değil yaptıkları..Rableri önünde saygı ile eğilmek..Saygı ya da korku ile eğilmek (secde) hükümdarlara da yapılıyordu..olmayan ,öğrenilmesi gereken bir davranış değil bu. Secdenin Boyun eğmek , ikna olmak anlamı da elbette var. Ama secde daha kapsamlıdır , bir ileri derecedeki davranışa dökülmüş halidir.. Olay sadece ikna olmak derecesinde kalsa idi “İşte burada “harru succeden” yapar insanlar artık bu kadar delilden sonra. Yani “dayanaksız kalarak beni onaylarlar”. şeklinde olurdu ..söz ile “evet haklıymışsın” derlerdi..Secde ise ikna olduklarını ve hatta yere kapaklanacak kadar etkilenip saygı gösterdiklerini ifaade ediyor..

      1. En yukarıda “…Hareketli (dabbe) ve ya hareketsiz (dünya , güneş, yer, gök..vs) tüm canlılar ise kendilerine verilen görevi yerine getirerek ona tapınırlar secde ederler.”.. demişsin.

        Güneşin secdesi bir bütün olarak ne yapması gerekiyorsa onu yapmasıysa….

        İnsanın secdesi neden “belirli vakitlerde ve durumlarda kafasını yere koymak” olsun? Bir ömür boyunca yaratıcının buyruklarına uyarak yaşamaya çalışan ve fakat kafasını yere koymayan adam secdesiz mi oluyor?

      2. Secde ise ikna olduklarını ve hatta yere kapaklanacak kadar etkilenip saygı gösterdiklerini ifaade mi ediyor.
        Peki o kadar çok etkilenmiş de neden bu secdeden kalkmayanlar rüyada peygamber gördüren terlik satıyor,
        Azraile bugün git yarın gel diyebiliyor.
        İkna olmakla kalmamışım hatta yere kapanacak kadar etkilenmişim ama yolsuzluk bende hırsızlık bende tecavüz bende. Öylee etkilenmişim.!

  8. فَسَبِّحْهُ وَاَدْبَارَ السُّجُودِ secdelerin ardından Allahı tesbih et yücelt..KAF 40
    فَسَبِّحْهُ وَاِدْبَارَ النُّجُومِ yıldızların batışından sonra Allahı tesbih et yücelt 52/49
    buyruklara uymak ayrı bir şey..Yaratıcıya saygı için alnını yere koymak ayrı bir şey , Yaratıcıyı övmek için tesbih okumak ayrı bir şey…Öyle kafieler var ki yalan söylemez hırsızlık yapmaz tartıda hile yapmaz ..vs ama secdesi , övmesi , de yoktur..Onların tüm yaptıkları boşa gitmiştir.
    اَلَّذ۪ينَ ضَلَّ سَعْيُهُمْ فِي الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا وَهُمْ يَحْسَبُونَ اَنَّهُمْ يُحْسِنُونَ صُنْعًا Onlar, dünya hayatında iyilik yaptıklarını zannederlerken çabaları boşa gidenlerdir.KEHF 104.
    Hepsi bir değildir; ehl-i kitap içinde istikamet sahibi bir topluluk vardır ki, gece saatlerinde secdeye kapanarak Allah’ın ayetlerini okurlar.ALİ İMRAN 113
    Her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyin ARAF31
    tevbe edenler, ibadet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar, rükû edenler, secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah’ın sınırlarını koruyanlardır. O müminleri müjdele! TEVBE 112 “Bir ömür boyunca yaratıcının buyruklarına uyarak tevbe edenler, ibadet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar, rükû edenler,iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah’ın sınırlarını koruyanlar a bu ayette ayrıca -secde- edin diyor…” yani secde olmadan olmuyor.
    selamlar

    1. Dostum, ispat diye yazdığın şeyleri direk meallerden alıyorsun ama aldığın meal yanlış.

      Her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyin ARAF31

      Ayet böyle değil; ilgisi yok.

      Haydi böyle diyelim, senin mantıkla büyücüler hemen koşup güzel elbiseler mi giydi, yoksa elbiseleri güzeldi de ondan mı secde ettiler?

      Araf 31: Yâ benî âdeme ḣużû zînetekum ‘inde kulli mescidin vekulû veşrabû velâ tusrifû(c) innehu lâ yuhibbu-lmusrifîn(e)

      Ey beni adem (ademin bina ettikleri/adem oğulları) her mescidin indinde ziynetlerinizi tutun ve yiyin-için israf etmeyin.

      Mescitte yiyin için..Afiyet olsun…

      Yukarıda yazdıklarının tamamı A’dan Z’ye yanlış.

    2. kopyala yapıştır yapmayın artık ya mantık yürütün bana ezberden cevap vermeyin.secde yere kapanmaksa bu yere kapananlar neden hala yanlışta bana onu söyleyin.ayetin asıl anlatmak istediği bu olmayabilir mi? ben bir şey söylüyorum siz robot gibi sıradan ayet kopyala yapıştır yapmaya devam ediyorsunuz .Adam kafirdi de secde ediyormuş gibi göründü.ben nasıl ayırt edeceğim müslümanla olmayanı peki.namaz kılıyor! oruç tutuyor! hacca gidiyor! yüzü yerde ama kafir.Allah nasıl bir din gönderi ki müslüman olanla olmayan ayırt edilmiyor.
      ben iyi işler yaparsam adam kayırmazsam zinaya yaklaşmazsam hakkım olmayana uzanmazsam Allahı anarsam yani her adımımda ne yediğime içtiğime dikkat edersem çocuğuma ne öğretiyorlara önem verirsem beni diğerlerinden ayırabilirsin.Allah ayetlerinde bunları anlatıyor olabilir mi?yookkk işimize gelmiyor.kim uğraşacak bütün bunlarla.bunaldın mı aç bir gazoz rahatla mantığıyla.hakkın olmayanı mı aldın kıl namazını sür yüzünü yerlere bir de gece kalk sür yüzünü yerlere sonra anlamadan Allahın zaten bildiği sen öğüt alasın diye indirdiği ayetleri 46563 kere ona oku .ha gayret siliniyor yanlışlar.
      Kendinizi kandırmayın.Allah bu ayette ne demek istemiş deyip araştırmaya çalışırsanız sorgularsanız yani günah olmaz aksine Allah’ın buyurduğu gibi aklınızı kullanmış olursunuz.
      Yeter yaa !Benim babamın Kuran elinin atından eksik olmaz. her gün beş vakit namazını kılar.Babası varken bir insanın babasının olmasının ne demek olduğunu bilmiyorum ben. Bu adam sizin kullandığınız manada kafir de değildi.Ama Kuranı işine geldiği gibi okudu hiçç bir şeyy anlamadan.yüzü yerdeydi .oldu mu şimdi bu adam müslüman.inanmış o kadar çok etkilenmiş ki önünde eğilmiş.HAdi ordan yaa.Anlamadı anlamadı Allah ne demek istiyor anlamadı kafa yormadı ezberden devam etti.

      1. Abcd ;
        Okuma yazma bilmeyen insanlar , cahil insanlar da vardır..Herkes Kuranı okuyamayabilir , gücü yetmeyebilir..Önemli olan o yolda olmaktır..Öğenmeye çalışmaktır..Baban anlayabilse idi tabii ki iyi olurdu. Ama önemli olan Allah cc u bilmek..Haddini bilmek ..vs Anlamak için fırsatı olup ta anlamadı ise o başka..Ama körü körüne secdeyle namazla kurtuluş asla yoktur.! Kuranı anlamak , infak yapmak ,hırsızlık yapmamak..zina yapmamak..vs dinin emirlerinin tamamının doğru düzgün yapılması konusunda mutabıkız kardeşim. Biz namaz kılmak ile secde ile kurtuldun tamam demiyoruz asla kurtulunmaz..Sadece secde nedir onu inceliyoruz..Bu kadar.

        1. EBUHARRAS’A
          1-Babam iki üniversite bitirmiş.Konunun okuma yazma bilmeyle ne alakası var?
          2-“…Ama secde daha kapsamlıdır , bir ileri derecedeki davranışa dökülmüş halidir.. Olay sadece ikna olmak derecesinde kalsa idi “İşte burada “harru succeden” yapar insanlar artık bu kadar delilden sonra. Yani “dayanaksız kalarak beni onaylarlar”. şeklinde olurdu ..söz ile “evet haklıymışsın” derlerdi..Secde ise ikna olduklarını ve hatta yere kapaklanacak kadar etkilenip saygı gösterdiklerini ifaade ediyor..” (Bunlar secdenin ne olduğunu anlamaya çalışmak değil sizce verilmiş kesin yargıdır. Çevirmeyiniz.Siz öğrenmişsiniz de bize de öğretiyorsunuz tıpkı sitenizde atılan başlıklar gibi.)
          “IRZ-furuc-FERACE nedir öğrenin…”
          “ARAF nedir öğrenin …”
          “DABBETÜL ARZ nedir öğrenin..” (başüstüne, bence ukala bir tavır)
          3- Ben sizin kardeşiniz değilim.
          kopyala yapıştır yaptım ben de (: uzun yorum oldu çok biliyomuşum gibi oldu (:

          1. Biz bildiklerimizi paylaşırız kardeşim,
            Siz hakaret boyutuna çekmek istiyor olabilirsiniz.
            “DABBETÜL ARZ nedir öğrenin” cümlesinde asla ukalalık yoktur..Hele şahsınıza yapılmış bir saldırı asla yoktur !! Ayetleri paylaşmışız Hangi ayeti beğenmediniz !! ister öğrenirsiniz ister burun kıvırırsınız..Mealleri uydurma hadisler ile çarpıtarak insanları Dabbe canavarı ile yecüc mecüc ile ıvır zıvır çöp konular ile şimdiye dek oyalayan Şeyh-tan lara yapın bu siteminizi.
            “Rahman’ın kulları ise yeryüzünde tevazu ile yürürler ve cahiller onlara hitap ettiğinde “Selam” derler.
            Bizden size tek kelam..SELAM

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


*