Sizden ücret istemeyenlere uyun ne demek?

Sizden ücret istemeyenlere uyun ne demek?

Kuranda geçen “salat” sözcüğünün anlamına ilişkin bulgularımı paylaştığım yazılarıma devam ediyorum.  Bu yazıda Ankebut suresinin 45. ayetini inceleyeceğim. İçerisinde salat sözcüğü geçen diğer ayetlerle ilgili inceleme notlarımı toplu bir şekilde “salat inceleme tablosu”nda bulabilirsiniz.

Bu yazıda “salatı ikame etmek” buyruğunu “namazı dosdoğru kılmak” olarak çevirince ve anlayınca bazı olguların havada kaldığını göstermeye çalışacağım. Lütfen ön yargısız bir şekilde bulgularımı siz de ayrıca inceleyiniz; sonuçlarınızı benimle paylaşırsanız memnun olurum.


Utlu mâ ûhiye ileyke mine-lkitâbi veakimi-ssalâ(te)(s) inne-ssalâte tenhâ ‘ani-lfahşâ-i velmunker(i)(k) veleżikru(A)llâhi ekber(u)(k) va(A)llâhu ya’lemu mâ tasne’ûn(e)

Oku kitaptan ne vahyedildiyse sana ve SALATI AYAKTA TUT; şüphe yok ki SALAT, çirkin ve kötü şeylerden alıkoyar insanı ve elbette Allah’ı hatırlamak (zikir), pek büyük bir şeydir ve Allah, ne işlerseniz hepsini bilir.

Salat ile ilgili ayetleri okuduğumuzda bu eylemin genellikle “kitap” ile ilişkili olabileceğini önceki yazılarda görmüştük. Bu ayette de “kitaptan ne vahyedildeyse bunu “okumak ( tilavet etmek) buyruğundan hemen sonra SALAT anılıyor.  Burada dikkat edilmesi gereken birinci konu “oku” olarak çevrilen kelimenin “tilavet” kelimesi olması.

Tilavet nedir?

2:44 – İnsanlara iyiyi ve güzeli emredip de öz benliklerinizi unutuyor musunuz? Üstelik de Kitap´ı okuyup (tilavet)  durmaktasınız. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?

2:121 Kendilerine Kitap´ı verdiklerimiz onu, okunuşunun (TLV) hakkını vererek okurlar. İşte onlar ona güvenirler. Onu inkar edenlere gelince, onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir.

Bu iki örnekten de gördüğümüz gibi “tilavet” ağızdan doğru ses bileşimini çıkararak okumak değil. Günümüzde “Kuran tilaveti” denildiğinde bir hocanın çıkıp Arapçasından makamlı olarak Kuranı (etraftakiler anlasın veya anlamasın) seslendirmesi anlaşılıyor. Oysa ki Kuran tilavet kavramını “anlayarak, üzerine düşünerek okumak” anlamında kullanıyor.

İkame-i Salat

Kuranı anlayarak ve üzerine düşünerek okumaktan hemen sonra gelen eylemin “ikame-i salat” olması gayet öğretici değil mi? Burada önceki yazılarımda da yazmış olduğum bir bulgu var: Akimus-salat’taki “akim” ayakta tutmak anlamına geliyor. Bunu herhangi bir Arapça uzmanına  sorabilirsiniz…

Kitabı anlayarak okumaktan sonra gelen edimin bir şeyi ayakta tutmak olması vurgusu “okuduğun şeyin gereğini yapmak” edimini akıllara getiriyor. Ancak mevcut “namaz” tanımlarını kabul edersek bu tanım ile Kuranın “salatı ikame”  vurgusu arasında bir boşluk göze çarpıyor… Çünkü mevcut namaz tanımlarının hepsi “ibadet, ritüel, dua etmek, tapınmak” kapsamında tanımlanıyor. Oysa ki, “salatı ikame” şimdiye kadar görüp yazdıklarıma göre hep “kitap” ile ilişkili tutulmuş bir “eylem”.

Esasında “namazı kılmak” ifadesindeki “kılmak” Türkçe bir sözcük ve “ikame etmek” anlamına yakın bir anlamı var: Yaratmak/oldurmak… Yani, bir şeyi KIL dediğimiz zaman esasında onu “oldur” , ayakta tut demiş oluyoruz. Yani biz Farslardan “namaz sözcüğü yerine Arapçadan “salat” sözcüğünü alsaydık ve “kılmak” fiilinin anlamı üzerine de biraz düşünseydik bize “salatı kıl” dediklerinde “salat kılınacak bir şey mi, nasıl yapacağım bunu” diye soracaktık. Tıpkı, mesela “salatı iç” denilseydi salatın içilecek bir şey olduğunu, “salatı ye” denilseydi salatın yenilecek bir şey olduğunu düşüneceğimiz gibi…

Peki “salat” sözcüğü için hiç bir dile başvurmasaydık da kendi dilimizdeki karşılığını arasaydık, bu karşılık ne olurdu?

 Salat çirkin ve kötü şeylerden alıkoyar

Ankebut Suresi’nin 45. ayetinde salat ile ilgili çok önemli bir ipucu elde ediyoruz: Kötü şeylerden alıkoyması (NHY) . Ayette geçen “fahşa” ve “munker” kelimelerini daha fazla anladıkça derinliğin artacağından eminim fakat şimdilik “kötü şeyler” diye formülleştirmenin bir sakıncası olmasa gerek. Burada esas nokta “NHY” kelimesi.

3:104 Veltekun minkum ummetun yed’ûne ilâ-lḣayri veye/murûne bilma’rûfi veyenhevne ‘ani-lmunkeri veulâ-ike humu-lmuflihûn(e)

İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten men eden (NHY)  bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa eren onlardır.

Ayette “iyiliğe çağıran” bir toplumdan bahsediyor. Demek ki “emretme” ve “men etme (NHY)” edimleri “çağırma” nın kapsamı içerisinde. Yani insanları zorlama, baskılama vb. eylemleri içermiyor.

Eğer burayı doğru anladıysam SALAT’ın kötü şeyleri NHY etmesi , bir şeyin yapılmaması yönündeki sürekli bir çağrıyı kastediyor.  Salat size kötü olan şeyleri sürekli gösteriyor… Bir başka deyişle, “kötü olan şeyleri” fark etmek istiyorsak muhakkak SALAT yapacağız.

Örnek:

Şimdi size ben ayeti nasıl anladığımı bir örnek ile açıklayayım:

Kitabı oku–> (anladım, ne yapmam gerektiğini teorik düzeyde öğrendim) —> Teorik bilgilerin hayattaki karşılığını bul—> Sahaya çık, öğrendiklerini uygula, başkalarına aktar, öğrendiklerinin hep uygulanır olması için çalış, sistemler kur…

 

Senaryo 1 Senaryo 2
Adam sabah kalktı Adam sabah kalktı
Namaz kılmaya başladı Kitabı okumaya başladı
Namazda “36:21 Uyun sizden hiçbir ücret istemeyenlere ve onlardır doğru yolu bulanlar.” ayetini okudu (Ayetin Türkçe anlamını bilerek okudu, namaz eğer Allah ile iletişim, ona bağlılığını sunma vb. ritüeli ise kendisi için gelen bu mesajı neden bağlılığını sunmak veya Allahı zikretmek (hatırlamak)  için okudu?) Kitaptan “36:21 Uyun sizden hiçbir ücret istemeyenlere ve onlardır doğru yolu bulanlar.” ayetini okudu
Namazı bitirdi. Ayette geçen “ücret” kelimesini tam anlamadı, ne kastedildiğini anlamak için ek bir kaç ayete daha baktı, ücretin “karşılık” anlamına geldiğini anladı ve okumasını SONUÇLANDIRDI. (Bakınız Cuma suresi 10. ayet es-salat KDY fiili ile birlikte geçiyor. SALAT “bir sonuca varılarak bitirilen bir eylem”
Namazı bitirdikten sonra eline “akıllı cep telefonunu aldı, cep telefonuna online mesajlaşma uygulamasını indirdi. Uygulamanın ÜCRETSİZ olmasına sevindi. Uygulamayı yükler yüklemez bir fotoğraf çekti. AKILLI cep telefonun çekilen fotoğrafın konum bilgilerini koordinat olarak tuttuğundan habersizdi. Arkadaşına çektiği fotoğrafı gönderdi. Okumasını bitirdikten sonra eline “akıllı cep telefonunu aldı, cep telefonuna online mesajlaşma uygulamasını indirdi. Uygulamanın ÜCRETSİZ olduğunu öğrenince “acaba neden ücretsiz?” diye sorguladı. Milyonlarca kişinin kullandığı bu uygulama neden ücretsizdi?
Aklına “36:21 Uyun sizden hiçbir ücret istemeyenlere ve onlardır doğru yolu bulanlar.” ayeti gelmedi. “36:21 Uyun sizden hiçbir KARŞILIK istemeyenlere ve onlardır doğru yolu bulanlar.” ayeti AKLINA GELDİ.  Bu “ücretsiz” online mesaj uygulamasının neden ücretsiz olduğunu ve bir KARŞILIK bekleyip beklemediğini araştırmaya karar verdi. Ve bu tarz uygulamaların tamamının tüm kişisel verileri depoladığını ve bunları çeşitli yöntemlerle analiz edip, seçimleri dahi etkileyebilecek toplumsal olaylar için kullandığını öğrendi.
AKILLI TELEFONUNDAKİ ONLINE UYGULAMAYI aktif olarak kullanıyor. Her cuma “hayırlı cumalar” mesajı atmayı asla ihmal etmiyor. Arkadaşları ile birlikte  kişisel verileri toplayan yazılımlar ve uygulamaları inceliyorlar bu yönde etrafındakileri uyarıyorlar…

 

Not:

Beni okuyan çoğu insanın “vay sapığa bak, namazı inkar ediyor” diyeceğini duyar gibiyim. Hayır! Ben diyorum ki, eğer namaz belirli vakitlerde Allah ile iletişim kurmak, ona yakarmak yalvarmak vb. ise, bunun Kurandaki karşılığı ben “salatı ikame” ayetlerinde göremiyorum. Belki “namaz” olarak kastedilen ritüel başka ayetlerde söylendi, bunu birisi ispat ederse buna bir itirazım olamaz ancak, işte size içerisinde “salat ve salatı ikame” geçen ayetleri bağlamları ile birlikte tek tek gösteriyorum…

8 thoughts on “Sizden ücret istemeyenlere uyun ne demek?

  1. Salatı ikame etmek demek yardımlaşmayı, fakirlere yardım etmeyi sürekli kılmak anlamına geliyor. Namaz ibadet Zerdüşt ten uyarlanmış olup namaz kelimesi de farsçadır. Mimare de ateş yakılan yer anlamlı olduğuna göre, namaz egemenin koyduğu bir ibadet olup ülkesine göre 3, 5 , 7 ve 9 vakit olabilmektedir.

  2. “Salatı ikame etmek demek yardımlaşmayı, fakirlere yardım etmeyi sürekli kılmak anlamına geliyor” demişsiniz. Bu aşan bir anlamının olduğunu düşünüyorum.

  3. Senaryolar çok iyi. Üzerinde çalışılıp geliştirilebilir. Anlatmaya çalıştığınız şey çok açık, ben anlıyorum ama biraz daha iyi örnekler bulunabilir.
    Kılmak eylemi Türkçede nesnesiz kullanılmıyor. Türkler birşeyi başka birşey kılıyorlar. Kaymakamı vali, kapıcıyı genel müdür, katili milletvekili, tesisi yerle yeksan kılıyorlar. O zaman namazı NE kılıyorlar? 15.yy ve daha eski Karahanlıca ve Harezmce çevirileri okuyunca namazı dik, dikelmiş kıldıklarını görüyoruz. Yani Arapçasını düzgünce çevirmişler. Namazın ayakta tutulacak bir şey olduğunu biliyorlarmış. Ayakta durulacak değil, tutulacak.
    Bu arada “adil damar”ın sözünü ettiği etkilenme önemsenmeli. Gelenekçi medrese kafalılar gerçek tarih bilgisini bir kenara bırakıp “siyer” denen haham uydurması çöplükte debelendikleri için bu türlü bulaşmaları fark edemiyorlar. Pers yurdu çok eski bir uygarlık merkezi. Araplar burayı işgal ettiklerinde Farsları boyunduruk altına almadılar, muhtemelen kendileri kısmen onların boyunduruğuna girdiler. Çünkü zamanın Arap hanedanları cahil adamlardı. Farsların üniversiteleri, bilgin sınıfları, okur-yazarları, kütüphaneleri çoktan hazırdı. Mikail Bayram’a göre Araplar bürokrasiyi onlardan öğrenmişler örneğin (Süleymaniye’nin sitesinde Zerdüşt ve Avestası konferansını dinleyin). Cahiller bilgililere (uzun süre) efendi olamazlar, bu fizik yasalarına aykırı. Bugünkü Türkçede mimari terimlerin çoğunun Farsça olması da rastlantı değil. Çadırda yaşayan Türkler Hazar’ın güneyine indiklerinde mimari sözcükleri bin yıldır taş ve ağaç binalarda yaşayan Farslardan almışlar. Yani bu adamlar beğenelim veya beğenmeyelim, çok eskiler. Kendi geleneklerini sokmuşlar Müslümanların yaşamına. Avesta kurslarını aratın örneğin. Bizim “Kuran kurslarının” ondan kopya olduğunu göreceksiniz. Bir kaç dakikanıza kıyın, yapın bunu. Sonra namaz sureleri… AYNEN Zerdüştlerde var. Onlara Araplardan bulaşmış olabilir mi? Araplar daha Muhammed’i bilmiyorlarken Zerdüştlük diye bir din var, dikkat edin. Cais-Soas.com sitesini incelerseniz Yahudilerin kullandıkları Tefilin’lerin ve kendilerine özgü saydıkları daha bir çok gelenek ve ilkenin Zerdüştlükte var olduğunu göreceksiniz. Azıcık tarih karıştıranlar Yahudilerin Babil sürgününden dönerken onların dinlerini benimsediklerini biliyorlar. Bunu Yahudi yazarlar kendileri söylüyorlar. Babiller, yani Perslerin ataları. Bütün bunları söyledikten sonra ateist der ki, “İslam uydurmadır, öncekilerin kopyasıdır.” Sen de cahilsen ateistin tuzağına düşer ve yutarsın. Doğrusu şudur: Muhammed hiç namaz kılmadı. Hahamlar ve Zerdüşt din adamları, Muhammed’in Kuran dersini zamanla namaza çevirdiler. Hasta adama sunulan iyileşme reçetesini her gün okunacak ama gereği yapılmayacak bir şiire çevirdiler. Muhammed’in yazdığı ve yazılmasını istediği tek kitap olan Kuran’ı ortadan kaldıramayınca, siyer ve hadis kitaplarını kendi uydurmalarıyla yazdılar ve usulca Kuran’ın yanına koydular. Olay budur. Muhammed de, Kuran da hakikidir. Gerisi sahtedir.

    1. Lütfen bu bilgileri nereden öğrendiğinizi söyler misiniz. İnternet sitesi ve kitap olarak neleri tavsiye edersiniz. Söyledikleriniz kafama çok yattı. Peki kurandaki var olduğu iddia edilen 19 sistemi hakkında ne düşünüyorsunuz. Bilinenin aksine birden fazla kuran mushafı olduğunu okumuştum.

      1. Geciken yanıt için bağışlayın. 15.yy çevirilerinin bir bölümünü internette bulabilirsiniz. Bulamazsanız, salatı “ayakta kıldıkları” çeviriyi size gönderebilirim. Gerceginkitabi.com adresindeki epostama yazın. Mikail Bayram Perslerin Araplar üzerindeki etkisinden yanlış hatırlamıyorsam şu videolarda söz ediyor: http://www.kurandersi.com/vakif-etkinlikleri/iran-kulturunun-islam-uzerindeki-etkileri-1/ http://www.kurandersi.com/vakif-etkinlikleri/iran-kulturunun-islam-uzerindeki-etkileri-2/ Arapların yazılı kültürülerinin zayıf olduğu biliniyor. Perslerin çok köklü bir uygarlık olduğu zaten biliniyor. Yığınla kitap ve belgesel film bulabilirsiniz. Avesta kurslarını gösteren siteyi yıllar önce bulmuştum ama notlarımın arasında kaybettim, şimdi bulamıyorum. Türkçedeki mimari sözcükleri belli. Pencere, minare, duvar, bahçe vb. Farsça. Zerdüştlerin ezberleyip her gün yabancı dilde okudukları duaları avesta.org sitesinde bulabilirsiniz. Yahudilerin onlardan etkilenmeleri hakkında bilgi cais-soas.com’da, yazmışım zaten. Bu bilgileri doğrulayan kaynaklardan bir kaçı daha: jewish babylonia between persia and roman palestine: decoding the literary record, Richard Kalmin. ithamar gruenwald, israel oriental studies, 1971. gershom scholem, jewish gnosticism, 1965. Yahudi Tarihi Yahudi dini, Israel Shahak. Yahudi mistisizminin (Kabala) Mezopotamya ve Mısır’ın ezoterik düşüncesinden etkilendiği bir çok kaynakta yazılır. Örneğin Talmud’da bile izleri sürülebilir: http://halakhah.com/sanhedrin/sanhedrin_65.html en alttaki uzun dipnotu okuyunuz. Aynı bilgiyi Musa ve Yahudilik – Hayrullah Örs’te de bulursunuz. Din adamları sınıfının egemenliği konusunda Zerdüştten etkilenmeleri hakkında Rabbinic Judaism – Jacob Neusner kitabında yorum var. Burak Eldem’in Fraternis’inde de söz ediliyor muydu bundan, yanlış hatırlıyor olabilirim. Lilit gibi kişiliklerin benzerleri Babil-Sümer mitolojisinde bulunuyor. Ben Hadislerin Yahudi Kökeni çalışmamda Müslüman mitolojisindeki Burak’ı örnek vermiştim. Mehdi inancı Yahudilikte de Zerdüştlükte de var. Birden fazla Kuran metni konusunda http://quransmessage.com/articles/seven%20readings%20FM3.htm ve Adrian Alan Brockett, Studies in Two Transmissions of the Qur’an. 19’un nitelikli eleştirisi -ilginç bir şekilde- Running Like Zebras içinde bulunuyor. Layth Shaiban kişisinden. Aramakla uğraşmak istemiyorsanız eposta ile yollayabilirim.

  4. Salatın namazı aşan daha geniş bir anlamı olabileceğini düşünmekle birlikte Nisa 102’ye baktığımızda da bir ritüel anlamı da olabileceğini görüyoruz ama aynı zamanda vakitleri belirlenmiş bir ibadet olduğu da belirtilmiş.Aynı zamanda resule kuran için; sen ancak bununla salatı ikame edenleri uyarabilirsin de denilmiş.Yani bir nevi kuranı anlamak ve ona uymak salatı ikame etmeye bağlanmış.Bu açıdan da bakıldığında sadece namaz anlamı olması çok dar gibime geliyor.peki dersen ki kuran’a göre nasıl bir salat yapalım?Ben de herhangi bir sonuca ulaşmış değilim.

  5. Nisa 102’ye sıra gelecek…

    Ne yapalım sorusunu sorup harıl harıl Kuran çalışmaya başlayınca Kitap bize zamanla cevap verecek diye düşünüyorum…

Elif için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


*