Celal ŞENGÖR Kuran’ın bilime aykırı olduğunu ispatladı mı?

Celal ŞENGÖR Kuran’ın bilime aykırı olduğunu ispatladı mı?

Celal Şengör’ün bir televizyon programından bir kesiti alan ve “Celal ŞENGÖR Kuran’ın bilime aykırı olduğunu ispatladı” başlığı ile yayınlanan 3 dakikalık bir videoya rastladım.

Celal Şengör Kuranı defalarca incelediğini ve bir çok bilimsel yanlışı bulduğunu dile getiriyor bu kesitte ve bir örnek veriyor. Örnek verdiği ayete çok hızlı bir şekilde baktım. Bu yazıda konuyu derinlemesine incelemeyeceğim; sadece “biz okuduk, defalarca okuduk” diyenlerin aslında gerçekten okuyup okumadığını kısaca tartışıp kararı sizlere bırakacağım.

Celal Şengör’ün “bilimsel bulgulara aykırı” diye paylaştığı ayetin kabul gören çevirisi:

 

İddia: Kuran “dağlar zelzeleyi önleyici vasıftadır der fakat bu bilime aykırıdır.”

 

Konunun bilimsel yönünün bilmiyorum. Ben sadece çok hızlı bir şekilde acaba ayet doğru çevrilmiş mi, çevrilmediğine dair şüphe duymamı gerektirecek bulgular var mı  ona bakacağım..

 

1. ve elkâ : ve bıraktı, koydu, attı, oluşturdu
2. fî el ardı : yeryüzünde
3. ravâsiye : dağlar
4. en temîde : sarsılması (sarsılmaması)
5. bi-kum : sizinle
6. ve enhâran : ve nehirler
7. ve subulen : ve yollar
8. lealle-kum : umulur ki, böylece siz
9. tehtedûne : yol bulursunuz (menzillerinize ulaşırsınız), hidayete erersiniz

 

İlk bakacağım kelime “dağ” olarak çevrilmiş kelime:

 

R S V kökünden gelen bu kelime :

 

 

Hızlıca bir göz gezdirince bile bu kelimenin “dağ” olarak çevrilmesinin bir yorum sebebiyle olabileceğini düşündüm. Bazı ayetlerde “dağ olarak “çevrilmemiş.

 

Peki acaba Kuranda “dağ” olarak çevrilen başkaca kelime var mı?

 

 

C BL kökü “dağ” olarak çevrilmiş. Arapça bilmeyenler dahi RSV ile CBL ‘nin farklı kökler olduğunu bilecektir.

Demek ki en azından, Kuran metninin yazarı “dağ” bile demek istiyorsa farklı yerlerde farklı iki kök kullanmış; bunda bir şey amaçlamış olma ihtimali var. Neden bazı yerlerde CBL bazı yerlerde RSV dedi; bunu araştırmalı ve bir tez ortaya koymalıyız.

 

Şimdi de 4 numaralı ” temîde ” ye kısaca göz gezdireyim:

 

 

İş daha da ilginçleşti. karşıma “Maide” suresine de asını veren kök “MYD” çıktı. “Sofra” anlamında da çevrilmiş.

İlk bakışta “myd” nin “sarsmak” anlamı olabilmesi ihtimali kuvvetli gözüküyor ama MYD kökü ile “sofra/tepsi/yemek” ile nasıl bir ilgisi var araştırılmalı.

 

Bir de “elka” ya bakalım:

 

LKY kökü Kuranda pek çok anlama geliyor. Her bir ayete tek tek bakmak lazım. “Oluşturdum (HLK), bir halden diğerine atadım (CeAle), yoktan var ettim (BedEA)  gibi pek çok kavram Kuran metininde var; neden bu ayette bu kelimelerin yerine LKY kullanılmış, bunun RSV kelimesi  ile ilgisi ne, bunlar net olarak ortaya konulmalı.

 

Sonuç: Ayetin mevcut çevirisinin hatalı olabileceği; geçmişten gelen “o günkü anlayış”ın mirası sebebiyle bu güne çevirinin yanlış gelmiş olabileceği kanısı bende kuvvetlendi. Halihazırda çalışıp bitirdiğim pek çok konuda “kesinlikle yanlış çeviri” diyeceğim kelimeler var.  Geçmişte neden yanlış çevirdiler beni ilgilendirmiyor. Ben  konuyu hakkını vererek incelerim; çelişki ve hata bulursam Kitaba güvenim sarsılır; bulamazsam güvenim artar.

Evet Kuran “APaçık” bir kitaptır. Ama bu apaçıklık şu demektir: İşte veri seti ortada, ben bu kitabın yazarı olarak çelişkisiz bir şekilde mikroveriyi kullanıcının hizmetine açtım. Geri kalan kullanıcının izlediği yönteme ve samimiyetine ve gayretine kalıyor. Sizi “babalarınızı körü körüne takip etmeyin diye defalarca da uyardım. Bu kitabı “çalışın” ve doğru yöntemle çalışın diye de defalarca uyardım.  (Bu paragraftaki her cümlemi bir ya da bir kaç ayetle destekleyebilirim)

 

Yukarıdaki ayeti tam anlamak için incelediğim 3 kelime yetmiyor. Daha bakılması gereken bir çok veri var. Önceliklerim arasında olmadığı için buna vakit ayırmıyorum. Zira “Kurandan kolayınıza geleni okuyun” diye bir ayet var. Bu “gücünün yetmeyeceği konulara şimdilik girme!” demek. Benim önceliğim olan başka konular var. Ama bu konu bir başkasının önceliği olabilir; o da buradan başlayabilir.

Sonuç olarak; ben bu yazıda pek çok kişinin yaptığı bir hatayı göstermeye çalıştım. Kuran metni “derinlemesine incelenmesi” gereken bir metin. Lütfen çevirilerdeki hataları Kuranın hatasıymış gibi gösterme kolaycılığına kaçmayın. Bilimsellikten bahsediyorsanız Kuranı da bu ilkelere göre inceleyin. Ya da gerek duymuyorsanız incelemeyin ama eleştirmeyi de bir hak olarak kendinizde görmeyin.

İyi ve faydalı  işler yapmak istiyorsanız gelin birlikte yapalım. Söz tek bir ayet bile size okumayacağız. Zira biz Kuranı iyi ve faydalı işler yapabilmek adına bu kadar çalışıyor ve emek harcıyoruz.

 

Ek (18.11.2018)

 

Kuran  metnini çalışmak isteyenler için bir arkadaş güzel bir tavsiye videosu hazırlamış. Geliştirilebilir veya detaylandırılabilir. Fakat bu haliyle bile yön gösterici, fikir verici.  İzlenmesini tavsiye ederim.

 

 

5 thoughts on “Celal ŞENGÖR Kuran’ın bilime aykırı olduğunu ispatladı mı?

  1. Aslında dolaylı yoldan da olsa Şengör bir ayetin mevcut anlamı dışında bir anlamı olabileceğine dair bizlere de yol göstermiş oldu, değil mi? Kendisine teşekkür ediyoruz, yazı için ellerinize sağlık.

  2. Kuranda her bilimsel mucizeye veya her peygamber kıssasına bu tür yalanlamalar olur.

    Örnek olarak yedi gök mucizesine bakalım.

    1.müşrikler,beş gezegen,güneş ve ay için yedi gök terimini kullanmış.
    Doğru olabilir çünkü muhatapları sormuştur bu neyin nesi diye.

    2.şu nokta kaçırılıyor.
    Böyle bir inanış olsa dahi,bir ayette “yakın göğü kandillerle süsledik” diyor.
    Onların yedi gök cismine verdikleri ismi siliyor, yedi göğün yakın olanında kandiller var diyor.
    2.hiç bir kuran ayetinde ki bilimsel mucize bugün bilimle çelişmiyor.
    Örneğin,uydurma rivayetlerde”dünya balığın sırtında” der.
    Kuranda buna benzer bişey yok.

    3. Eğer o zaman yedi gök bilinse dahi, onların bildiği birşeyi,peygamberimiz peygamberliğini kanıtlamak için kullanmış olabilir mi.

    Mesela bugün birisi deseki ben peygamberim,hücrenin içinde dna var” dese kim dikkate alır.

    Kısaca demek istediğim,
    “kuranda anlatılan hikayeler,bilimsel veriler
    İçin,”daha önce biliniyor muydu acaba” demek mantıksızlıktır.

    Önemli olan,
    Bugün bu veriler,gerçekle örtüşüyor mu ona bakmak.

    -Atmosferin yedi tabakası var mı ona bak
    (ben samanyolunun kollarını da kasdettiğini düşünüyorum)

    -İki denizin karışmadığı yer var mı ona bak

    -Anne karnında üç karanlık evre var mı ona bak.

    -Denizin dibinde karanlıklar,iç dalgalar var mı

    -Göğe yükselirken basıncın etkisiyle gögsün sıkışması var mı ona bak

    -genişleyen evren,

    -bitişik gök(bigbang),

    -yeryüzünden eksiltme gibi kuranda geçen mucizeler bilimle örtüşüyor mu ona bak.

    Bir kitap düşün
    Bu kitabı allah gönderdi diye yalan söylemesi için bir insanıntam bir ateist olması gerekir,çünkü allahtan korkar.

    Bu yazarın hiç bir menfaati de yok çünkü
    Peygamber eşlerine uyarı yapılıyor
    Dünya süsünü istiyosanız boşanın diye.
    Yani yaşam tarzı lüks değil.

    Peki,
    İnanmayan birisi
    Tevratı incili okuyack gizli gizli(önceden kitap bilmediği aueti var,muhtapları itiraz etmiyor)
    Sonra,daha önceki kitaplarda olmayan bir tarzda kitap yazsın
    (konudan konuya geçme,aynı konu tekrarları,yarım yarım anlatma kurana has usüldür,bunu bir insan yazmaz,insan eserleri konu bütünlüğüne sahiptir,müşriklerin eline koz vereceğini bile bile insan böyle bir eser yazmaz, o zaman bu allah kitabı olduğunun başka bir kanıtıdır)

    Desinki,
    Yeri göğü allah yarattı diyen müşriklere
    “iman edin”
    Şirki bırakın
    Şükredin
    Yerde ve gökte ayetler var fakat siz yüz çeviriyorsunuz.

    Bu iddiada bulunmak için teleskop,mikroskobun olması gerekir
    Yoksa onlar zaten allah yarattı diyor,ateistiz demiyorlar ki.
    Bu iddiayı ancak bugün yapabilirsiniz.
    Allah yarattı deyipte
    Bilimi gereksiz gören,hücreyi,atomu incelemeye gerek bile duymayan,kitaba inandım deyipte incelemeye tenezzül etmeyen muhataplara sesleniyor kuran.
    “onlara allahın indirdiğine uyun denilince,atalarımızı üzerinde blduğumuz bize yeter derler”

    Ayete bakın,

    O zamanın müşrikleri bu ayetin muhatabı olsa şöyle derdi
    “allahın indirdiği dediğin şeyi allah indirmedi ki”

    İnançsız birisi inanmadığı allaha inanmaları ve şirk koşmamaları için
    Yahudi,hristiyan,müşriklerle mücadele ediyor ve çevresindeki kişilere,allaha güvenin,sayınız az da olsa çok olana üstün geleceksiniz,allah yardım edecek diyor.
    Neden?

    Yani,kuranın. Mucizelerin biri şudur
    Yazarının kesin inançlı olması ve
    1500 sene önce olmadına rağmen özellikle bugün insanı için yazılmış olması.

  3. ufkumuzu, bakış açımızı genişlettiğiniz için, bizleri Kuran’a daha çok yakınlaştırdığınız için Sizlere teşekkür ederiz.

    ayetlerde geçen kelimeleri incelediğiniz programın adını ve programı indirilen kaynağını bizimle paylaşırsanız çok memnun oluruz.

  4. Ispat ettigi bisey yok. Kendi tabiriyle zirvaliyor. Bu ayet tam anlamiyla bilimsel bir olayi dogrular niteliktedir. Daglarin yer katmanina olan basinci ve kitalarin yer yuzu uzerindeki hareket alanini nasil olumlu yonde katkida bulunduguna bakildiginda, gercekten daglarin makro anlamda dunyamiz icin ciddi bir koruma kalkani oldugunu goruruz. Onun disinda sadece sig bir anlayisla daglarin oldugu yerdeki sarsinti gibi ufak capli olaylar ile bu ayeti curutmeye calismak bilime yapilmis en buyuk saygisizca hareketttir. Daglarin yer yuzu icin onemine ve tipki bir kazik gibi nasil saglamlastirici etkileri olduguna genis bir cerceveden bakilmalidir.

kuranincelemesi için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


*