Tevbe 18-19 hakkında ve salat hakkında kısa bir not

Tevbe 18-19 hakkında ve salat hakkında kısa bir not

9: 18 İnnemâ ya’muru mesâcida(A)llâhi men âmene bi(A)llâhi velyevmi-l-âḣiri veekâme-ssalâte veâtâ-zzekâte velem yaḣşe illa(A)llâh(e)(s) fe’asâ ulâ-ike en yekûnû mine-lmuhtedîn(e)

9:19 ce’altum sikâyete-lhâcci ve’imârate-lmescidi-lharâmi kemen âmene bi(A)llâhi velyevmi-l-âḣiri vecâhede fî sebîli(A)llâh(i)(c) lâ yestevûne ‘inda(A)llâh(i)(k) va(A)llâhu lâ yehdî-lkavme-zzâlimîn(e)

9:18: Allah’ın mescidlerini, yalnızca Allah’a ve ahiret gününe güvenen, SALATI AYAKTA TUTAN , arınmayı sağlayan ve Allah’tan başkasından korkmayanlar İMAR EDER. İşte, hidayete erenlerden oldukları umulanlar bunlardır.

İmar etme fiilini görünce aklınıza “inşaat yapımı” gelmesin. Ömür kelimesi ile aynı kökten gelen bu kelime (umre de buradan geliyor) “canlandırma, şenlendirme” anlamında. Zaten orada müteahhitlik gerektiren bir durumdan bahsedilmiyor; mescit “ibadet binası” değil. Mescit konusuna henüz girmediğim için detaya girmiyorum. Dikkat edin, “salatı ayakta tutma” ve “arınma (zekat) sonucunda “mescid” imar edilmiş oluyor. Dolayısıyla Kurandaki “salat” kavramını araştırdığım çalışmamda, bu ayeti de “salat inceleme tablosu” na “namaz ” anlamı çıkmadı olarak işaretleyeceğim.

9:19 Hacılara su dağıtmayı ve Mescid-i Haram’ı imarı, Allah’a ve ahiret gününe güvenen ve Allah yolunda cihad edenin (yaptıkları) gibi mi saydınız? (Bunlar) Allah katında bir olmazlar. Allah zulmeden bir topluluğa hidayet vermez.

“Hacılara su dağıtmak” nedir şu an incelemeyeceğim. Mescid-Haram da ileride “mescid” konusunu incelerken değinmem gereken bir konu. Cihad deyince aklınıza gelen fotoğrafı silin. Cihat “çaba,gayret” demek. Ayette dikkatimi çeken birinci grubun ( su veren/imar etmeyi diğerlerinin yaptığıyla bir sayanlar) faaliyetlerinin “zulmeden topluluk” uyarısını alması.

Tevbe 19 ‘u anladığımı iddia edemem. Ancak bu ayeti okuduğumda zihnimde ayetin anlamı budur diye iddia etmeksizin şöyle bir senaryo canlanıyor:

Ramazan ayından örnek verelim. Ramazan ayında camilerin dolup taştığından, TV’lerde bile her kanalın “dini” yayınlara ağırlık verdiğinden, yani herkesin bildiği geleneksel ramazan ayı refleksinden bahsetmeyeceğim. Ramazan denildiği zaman “vahiyle doğrulmak”, “Kuranla kendimiz inşa etmek” gibi söylemler ilgi alanımda.

Peki, nedir vahiyle doğrulmak? Bu söylemin hangi sonuçları hedeflediği ayrıca tartışılabilir ama daha önemlisi eylemler neler? Zira eylemler sonuçları tahmin etmemize yarar.

Ben size en yaygın olan eylemi söyleyeyim: “İyilik Sloganı”

İyilik deyince kavramın içi “gıda yardım paket” leri ile doluyor. “İyilik”; ihtiyacı olanlara içerisinde çeşitli gıdaların olduğu bir “ramazan paketi” ulaştırmak. Bu eylem de mahallede ihtiyacı olanı bizzat bulmak yerine, genellikle çeşitli kurum ve kuruluşların açtığı hesap numaralarına para yatırmak şeklinde oluyor.

Fakat kimse “banka” olgusunu tartışmıyor. Bir banka hesabının olması, ona para yatırmak çok normal; gündem dışı. Alışveriş paketinin içerisindeki gıdaların mesela GDO’lu olup olmadığı da gündem dışı. Paketin içerisindeki etin “besmele” okunarak kesilen bir hayvan olması gündem dahilinde ancak “endüstriyel et üretimi” gündem dışı. Antibiyotikli tavuk ya da boyalı zeytin gündem dışı. Katkı maddeli un gündem dışı. Etin ithal olması gündem dışı. Paketteki ürünleri hangi şirketler üretiyor; bu şirketlerin zararlı faaliyetleri var mı gündem dışı. “Gıdalarda neden bu kadar çok zararlı hile var; toplum günden güne kötüleşiyor mu?” sorusu gündem dışı. Dünyayı yok etmeden, sağlıklı ve doğal beslenme ihtiyacı” gündem dışı. Artan nüfus , sürekli tüketim, sınırsızlaşan ihtiyaçlar gündem dışı. Süpermarket zincirleri gündem dışı. Erzakların ulaşması için kullanılan araçlar, otomotiv sektörü, sanayi gündem dışı. Araçların gitmesi için gereken petrol sorunu gündem dışı. Bunlar belki başka zaman başkaları tarafından konuşulabilir. Ramazan paketiyle ne ilgisi var? Biz iyilik yapıyoruz…. Biz pakete bir şeyler dolduruyoruz, neyle doldurduğumuz bizi hiç mi hiç ilgilendirmiyor. (Ey Musa, rabbine yalvar da…. 2:61)

Vahiyle doğrulmak nedir? Kuran’ın sizi nasıl doğrultmasını bekliyorsunuz? Sizin için “din” nedir?

Sizlere bir kaç “olmayan” afiş hazırladım. Bu afişler her Ramazan ayında duvarlarda yer alsaydı ne düşünürdünüz? Tevbe 19’u okuyunca aklıma neden bu afişler geldi ilişkiyi kurmayı sizlere bırakıyorum. Bitirirken, aklıma bir ayet daha geldi:

2:177 : Yüzlerinizi doğu veya batı yönüne çevirmeniz iyilik değil. İyiler o kimseler ki ALLAH’a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere güvenirler; yakın’a, yetimlere, muhtaçlara, yolda kalmışlara, dilencilere ve boyunduruk altındakilere yardımda sevdikleri maldan yardımda bulunurlar; (bunu sağlamak için) salatı ikame ederler, arınmayı sağlarlar, sözleştikleri vakit sözlerinde dururlar; zorluğa, sıkıntıya ve zulme karşı direnirler. İşte doğru olanlar onlardır, erdemli olanlar da onlardır.

3 thoughts on “Tevbe 18-19 hakkında ve salat hakkında kısa bir not

  1. 🙂 Afişler eğlenceli olmuş. Yalnız basın şirketlerinin ve öbür şirketlerin ikiyüzlülüğünden söz ettiğin yerde bi kopukluk olmuş. Bunların bu Ramazan ikiyüzlülüğü, hacılara su vermekten de aşağı bir şey. Bu hahamböceklerinin Allah’ın mescitlerini ayakta tutmaları düşünülemez bile. Bunlar olsa olsa tektanrıcıları gözetlemek için mescitler kuranlar olabilirler. Sözüm M.Okuyan’a değil. O karaların içinde gri olduğu için ak bile sayılabilir.

    1. Vakit bulabilirsem, biraz güncelleyerek, yeni örnekler ekleyerek tekrar koyabilirim. Teşekkürler .

Selim Çalışkan için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


*