Ondokuz konusuna giriş

Bu yazının başlığını aynen alıp internette tarama yaparsanız karşınıza konu hakkında detaylı bilgiler veren pek çok site muhakkak çıkacaktır. Bu yüzden benim bu yazıda güttüğüm amaç, sizlere on dokuz sisteminin varlığını ispatlamaya çalışmak ya da yokluğunu savunmak olmayacak.

Bu yazıda esas olarak ben , 19’un tüm müslümanlarca incelenmesi gereken bir konu olduğunu vurgulamaya ve ispatlamaya çalışacağım.


 

Konuya isterseniz bir ayet meali ile başlayalım ve aşama aşama gidelim:

Aşama 1: Bir ayet

Bakara Suresi Ayet 26 : “Allah, gerçeği açıklamak için bir sivrisineği, hatta onun ötesinde olan bir şeyi misal getirmekten çekinmez. İman edenler onun Rablerinden gelen gerçek olduğunu bilirler. Kâfirler ise “Allah böyle misal vermekle ne kastediyor?” derler. Allah bu misal ile birçoklarını şaşırtır, yine onunla birçoklarını yola getirir; ancak bununla fâsıklardan başkasını şaşırtmaz.”(Bakara, 2/26).

 

Aşama 2: Dikkat çeken hususlar ve ulaşılan sonuçlar

Ayeti ilk okuduğumda, benim dikkatimi bazı hususlar çekmişti. Konuyu uzatmamak için sadece ulaştığım sonuçları yazıyorum:

1-) Allah bize bazı misaller veriyor. Bu ayette verilen misal sivrisinek.

2-) İman etmiş kimselerin  Allah’ın verdiği misaller karşısındaki ilk tepkisi bunun bir hakikate işaret olduğuna dair duydukları eminliktir.

3-) Kafirlerin sorusu ise aslında altında inkar amacı yatan bir sorudur : mâżâ erâda(A)llâhu bihâżâ meśelen = Allah bu örnekle neyi murad etti/kastetti?

4-) Allah bu misallerle, birçoklarının dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihlerinin önünü açar, birçoklarına da doğru yolu gösterme lütfunda bulunur. Verdiği misallerle yalnızca âsilerin, günahkârların, doğru ve mantıklı düşünmeyi terk edenlerin, fâsıkların, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihlerinin önünü açar. ( Bu son madde Ahmet tekin çevirisinden alıntıdır)

 

Aşama 3: Yeni bulgular

 

Daha sonra ayet ile ilgili yaptığım okumalarda şöyle bir bilgiye ulaştım:

 

İbn Abbas’tan yapılan rivayetlere göre, biraz sonra mealini vereceğimiz ayetlerde“sinek-örümcek”ten misal verilince, müşrikler “Allah böyle misal vermekle ne kastediyor?” dediler. Bu ifadeleriyle gerçekten bunun hikmetini öğrenmek istiyor değillerdi. Maksatları, Kur’an’ın belagatı karşısında uğradıkları hezimeti, onun manasında -akıllarınca- buldukları kusurları bahane ederek bunu fırsata dönüştürmek istiyorlardı. Bazı rivayetlere göre, bu gürültüyü koparanlar Yahudilerdir.(bk. İbn Aşur, ilgili ayetin tefsiri).         (Kaynak)

 

Tabi bu bulgu bana yetmedi ve araştırmaya devam ettim. Çünkü yukarıdaki satırlar sadece o dönemde vuku bulan bir olayı açıklıyordu, oysa Kur’an zamanlar ötesi idi ve günümüz için de muhakkak yeni hakikatler taşımalıydı.

Devamında aşağıdaki bilgiye ulaştım:

Bu âyet içinde ismi geçen sivrisineğin, Arapça adı ‘BEÛD’ dur. Âyette BEÛDAT’ şeklinde yer alır. Kelimenin sonundaki ‘t’ harfi kelimeye dişil bir anlam yükler. Yani âyette sivrisineğin dişisinden bahsedilmektedir. Ayrıca âyetin devamında yer alan ‘FEVKAHÂ’ (onun ötesinde) kelimesinin sonuna ilave edilmiş ve sivrisineğe işaret eden ‘hâ’ zamiri de, dişiliği ifade etmek için kulanılır. Yani misal olarak özellikle dişi sivrisinek seçilmiştir!

Kur’an’ın, özellikle dişi sivrisinekten bahsediyor olmasının elbette büyük bir hikmeti vardır. Ancak bu hikmet, âyetin nazil olduğu zamandan yüzyıllar sonra, bilimsel bir dizi araştırmalar sonunda ortaya çıkmıştır. SİVRİSİNEK yazısında ayrıntılarıyla okuduğunuz gibi, insanın kanını emen ve kanı yumurtaları için kullanan sivrisinek, dişi sivrisinektir. İşte Kur’an, bu gerçeğe işaret etmek için misali dişi sivrisinekten vermiştir. (Kaynak)

 

Aşama 4: Allah bu örnekle neyi murad etti/kastetti?

Evet, 19 konusuna bana giriş yaptıran kısım ise bu kısım.

Yukarıda 2:26’da dikkatimi çeken hususlar üzerine yaptığım okumalar sonucunda işte böyle güzel bilgilere ulaşmıştım. Şimdi başka bir surede ve ayette karşıma öyle bir ifade çıktı ki aynısı 2/26’da da geçiyor ve eğer yanlış tespit etmediysem bu iki ayetten başkasında da geçmiyor.

 

“mâżâ erâda(A)llâhu bihâżâ meśelen = Allah bu örnekle neyi murad etti/kastetti?”

 

Müddesir Suresi Ayet 30: Biz cehennemin işlerine bakmakla ancak melekleri görevlendirmişizdir. Onların sayısını da inkarcılar için sadece bir imtihan (vesilesi) yaptık ki, böylelikle, kendilerine kitap verilenler iyiden iyiye öğrensin, iman edenlerin imanını arttırsın; hem kendilerine kitap verilenler hem müminler şüpheye düşmesinler, kalplerinde hastalık bulunanlar ve kâfirler de: “Allah bu misalle ne demek istemiştir ki?” desinler. İşte Allah böylece, dilediğini sapıklıkta bırakır, dilediğini doğru yola eriştirir. Rabbinin ordularını, kendisinden başkası bilmez. Bu ise, insanlık için ancak bir öğüttür.

Aşama 5: Onların sayısı…..

74/30’da vurugu yapılan sayı 19… Bunu önceki ayetten anlıyoruz. Çünkü Allah doğrudan doğruya “üzerinde 19 var” diyor bizlere. Evet 74/29’un çevirisi birebir böyle: “Üzerinde 19 var”

Yani 19…..

-İnkarcılar için bir imtihan vesilesi,

-Kendilerine kitap verilenlerin iyiden iyiye öğrenmesi için bir imkan,

-İman edenlerin imanını artırıyor,

-Hem kendilerine kitap verilenleri hem müminleri şüpheden koruyor,

-Kafirler ise yine o sözü söylüyor : Allah bu örnekle neyi kastetti?

 

Aşama 6: Tartışmalar

Tabi konu üzerinde bir çok tartışma var. Yani mesele sadece 19 üzerinden gitmiyor, Yalnızca Kur’an mı, hadisler dinin kaynağı mı, Kuran’a eklenen ayet mi var vb. gibi yan konulara sapıyor. Konunun tarafları bilenlerce malum. Bilmeyenler ise internette biraz araştırma yaparlarsa meselelere kısa sürede vakıf olabilirler. Ben bu yazıda bunlara girmeyeceğim.

Aşama 7: Ulaştığım iki temel sonuç

-74/30’u okuyup da 19’u es geçenleri, üstünü örtmeye çalışanları hayretlerle karşılıyorum ve onlara 2/26 ile birlikte ele aldığım bu yazıyı sunuyorum.

-2/26 ayetinin sonunda yer alan uyarı beni korkutuyor ( hatırlayalım : Allah bu misal ile birçoklarını şaşırtır, yine onunla birçoklarını yola getirir; ancak bununla fâsıklardan başkasını şaşırtmaz.), bu yüzden yanal konulara girmeden  19 üzerine yapılan araştırmada odak noktası sadece 19’da  kalmalı.


 

Son söz: “mâżâ erâda(A)llâhu bihâżâ meśelen” ifadesi ilk olarak 2. surede, son olarak 74. surede geçiyor. Arada 19’sal bir bağlantı var mıdır diye baktım ve ne göreyim? 74+2= 76, 19’un 4 katı

Edit: (14.07.2015) Tabi bu matematiksel olarak bir şey ifade etmez sadece ilginç bir rastlantı..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


*